4.Bölüm: Beklenmedik Misafir

21.3K 1K 493
                                    


Selam bebeksular!

Keyifli okumalar 🧡

***

4.BÖLÜM

BEKLENMEDİK MİSAFİR

Kimi zaman hoşça kal demelisin, yeniden merhaba diyebilmek için.

*

Bilgisayara gereğinden fazla odaklanmanın verdiği dalgınlık yüzünden zil sesini duymamla oturduğum yerde sıçramam bir oldu.

Bakışlarım kapıdan tarafa dönerken beklediğim herhangi biri olmadığı için şaşkınlıkla kaşlarım çatıldı. Umursamazca önüme dönüp çalan şarkıyı kapattım. Sonrasında ise mailleri kapatıp oturduğum yerden doğruldum.

Bilgisayarın hemen yanında duran şarkı dolu kavanozun kapağını kapatıp kenara ittim. Zil yeniden çalınca, oyalanmayı bırakıp aceleyle kapıya doğru yürümeye başladım.

Şu an gelebilme ihtimali olan tek kişi Kerem olduğu için kapıdakinin kim olduğunu düşünmeme gerek yoktu.

Kapı kolunu tutmamla göz devirerek açmam bir oldu.

Hayat yine sağ gösterip sol vurmaktan geri kalmamış, yine ve yine şaşırmam için elinden geleni ardına koymamıştı.

Şaşkınlıktan gözlerim kocaman açılırken, "Ay siktir!" diye çığlık atıp kapıyı yüzüne kapattım ve bir adım geriye kaçtım.

Gelen kişinin Kerem olduğunu düşünüp, onu nasıl başımdan savacağımı planlarken kapının ardındaki ismin Akın olduğunu görmek tokat etkisi yaratmıştı. Hatta kurşun etkisi demek daha doğru olabilirdi.

Kapının arkasında nefes nefese, panikten ne yapacağımı şaşırmış halde turlarken Akın'dan ses çıkmıyordu. Gitmiş olabilir miydi?

"Düşün Umut, düşün... Düşün..." diyerek kapının önünde yürümeye devam ettim bir süre daha. Neden paniklediğime, neden küfür ettiğime ve neden kapıyı kapattığıma dair hiçbir açıklama bulamamıştım. Çünkü hiçbir şeyin bu kadar saçmalamamı gerektireceğini düşünmüyordum.. Tabii Akın'ın katil olma ihtimali dışında...

Elim yeniden kapının koluna gittiğinde, gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Usulca öksürerek boğazımı temizledikten sonra yüzüme takındığım en sahici gülümsemeyle kapıyı yeniden açtım.

Önce, "Aaa!" diye pek de inandırıcı olmayan bir tepki verdim. "Akın! Sen miydin?" derken attığım küçük ve sevimsiz kahkaha yüzünden ben bile kendimden rahatsız oldum.

"Umut?" dedi ve ben sesinde en ufak bir ifadenin olmayışının verdiği huzursuzlukla kıpırdandım. Biraz önce yaşananları nasıl olur da böyle sakin ve duyarsız karşılayabilirdi acaba? Hayatında kaç kere küfredilerek yüzüne kapı kapatılmış olabilirdi ki?

"Akın..." diye karşılık verdim sırıtarak.

"N'aber? Nasılsın?" diye sorarken kaşları sorgularcasına hareketlendi. İtiraf etmem gerekirse Akın'ın fazla asil ve gizemli duruşu yüzünden onunla her konuşmamda geriliyordum. Fakat artık benim için hem asil hem gizemli hem de katil olduğundan nasıl sakin kalabileceğimi kestiremiyordum.

Elimi boynuma atıp yukarıya doğru kaydırarak saçlarımı karıştırmaya koyulduktan sonra konuştum. "İyilik. Senden?"

"İyiyim ben de," diye cevapladı omuz silkerek.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin