7.Bölüm: İhbar

10.3K 1K 334
                                    

Selam bebeksular!

Keyifli Okumalar!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

***

7.BÖLÜM

İHBAR

Yaşamaktan korktuğun her ne varsa rüyalarında yaşarsın önce. Rüyalar gerçeklerin habercisidir.

*

Güneşin kavurucu sıcağı sırtımdaydı. Damarlarımda akan kanın kaynadığını iliklerime kadar hissedebiliyordum.

Heyecanın sarsıcı çarpıntısı kalbimdeydi. İliklerime kadar titrediğimi hissedebiliyordum.

Korkunun inleten çığlıkları kulaklarımdaydı. Acıyla feryat eden sesleri bastıramıyordum.

İhanetin acı tadı dudaklarımdaydı. Canımı alan zehrin etkisinden kurtulamıyordum.

Ölüyordum.

Attığım her adımda, aldığım her nefeste, düşündüğüm her anda biraz daha ölüyordum.

"Umut dur!" diye seslendi arkamdan Göktuğ. Adımlarım her geçen saniye hızını daha da artırıyordu. Kulaklarım ise dışarıdan söylenen her şeye kendini kapamıştı. "Umut!"

Umursamadım.

Rüzgâra rağmen ellerimi ceplerime daldırmış, aceleyle ilerliyordum.

"Umut!" Yeniden seslense de sonuç yine sıfırdı. Ne ben durmuştum ne de Göktuğ bana engel olmuştu.

Biraz sonra kolumdan tutarak beni durdurdu. Hızla kolumu çektim ve kendimi Göktuğ'dan kurtardım.

"Bırak beni, Göktuğ!" diye azarladım. "Sakın bana engel olmaya çalışma!" diye ikaz ettim işaret parmağımı suratına doğru sallayarak. "Sana en başından söylemiştim. Eğer cesaretin yoksa bu işe bulaşmak zorunda değilsin, uzak dur demiştim."

"Ama... Umut!"

"Göktuğ!" diye bağırdım üstelemesine daha fazla tahammül edemeyince. "Rahat bırak beni, eve dön."

"Hayır, dönmeyeceğim!" diye bağırdı benim gibi.

"Kes sesini o zaman! Kararlarıma saygı duy ya da git buradan!" Bu söylediklerimin ona ağır geleceğinden adım gibi emindim. Yüzünden anlaşıldığı kadarıyla öyle de olmuştu zaten.

"Umut..." derken sesinin titrediğini duydum. "Biliyorum olan biten her şeye sinirlisin. Biliyorum bir an önce bir sonuca varmak ve rahata ermek istiyorsun. Ama bu kadar fevri davranmamalısın!" diye aceleyle konuştu ikna edebilmek ümidiyle. "Daha sonra pişman olacağın bir şey yapmanı istemiyorum sadece," dedi usulca omuz silkerek.

Bir süre karşılık vermeden öylece yüzünü inceledim. Göktuğ ise yalvarırcasına yüzüme bakıyordu.

"Ben..." diye konuşmaya başladım. Sustum ve büyükçe yutkundum. Bakışlarımı Göktuğ'dan kaçırıp, "Ben çok düşündüm, Göktuğ!" diyerek devam ettim konuşmaya. "İnan bana, o kadar çok düşündüm ki... Kafayı yiyecek hale geldim neredeyse ya," derken sesim titremişti.

"Ona âşıksın ama," diye itiraz etti üzüntüyle kaşları çatılırken.

"Bir katile âşığım," dedim. Sarf etmekten nefret ettiğim kelimeyi Kerem için kullanarak, Göktuğ'un söylemekten çekindiği şeyi dile getirmiş oldum.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin