20.Bölüm: Yeni Şahit

9.2K 439 632
                                    


Selam bebeksular,

Keyifli okumalar!

***

20.BÖLÜM

YENİ ŞAHİT

Sırlar gökyüzündeki yıldızlara benzer. Birileri öğrendikçe çoğalır ve gün yüzüne çıkmaya başlar.

*

Her zamanki gibi sorularıma net cevaplar vermeyerek kafamı karıştırmayı başarmıştı. Düşüncelerle baş başa kalmaya pek vaktim olmadığını ısrarla çalmaya başlayan kapıyla anladım.

Bilgisayarımı kapatıp kenara koyduktan sonra oflayarak oturduğum yerden kalktım. Odamdan çıktım ve ağır adımlarla kapıya doğru yürüdüm.

Kapıyı açtım. Damla ve Göktuğ içeriye hücum edercesine girerken kenara çekilmek zorunda kaldım.

"Hemen anlatmaya başlıyorsun şekerim!" dedi Damla hışımla salona koştururken. "O kadar aradım açmadınız da zaten, çatladım!"

Göz devirerek kapıyı kapanması için hızla ittim ve bütün gece aynı şeyleri tekrar tekrar anlatacak olmamın verdiği bıkkınlıkla salona doğru adımlamaya başladım.

"Ay hiç acele etme Umut!" diye azarladı Damla kendini çift kişilik koltuğa atarken. "Hatta istersen sürünerek gel, acelemiz yok bekleriz biz," diye iğneledi. Ben de surat asarak adımlarımı hızlandırdım.

"Ne bu suratının hali?" diye sordu Göktuğ yüzümü incelerken.

"Ne varmış suratımda?" derken kendimi karşılarındaki tekli koltuğa attım.

"Ne yok ki, muşmulaya dönmüş!" dedi. Oflayarak geriye yaslandım.

"Aşkım anlatmaya başlayacak mısın artık? Yoksa canıma mı kıyayım şurada?" dedi sabırsızlıkla. Sorup söylemesi onun açısından kolaydı tabii. Her seferinde aynı üzüntüyü yaşayan bendim nasılsa.

"Neresini anlatacağım ki?" diye sesli düşündüğümde Damla'dan karşılık gecikmedi.

"Her yerini!"

"Nereden başlayacağım?" diye sordum çaresizlikle Göktuğ'a bakarken.

Cevap veren yine Damla oldu.

"En başından!"

Sıkıntılı bir şekilde yeniden ofladıktan sonra istemeye istemeye anlatmaya başladım.

"Ölen eski erkek arkadaşımı biliyorsun, değil mi?" diye sordum anlatmaya başlamadan önce.

Hızla başını sallarken, "Evet, biliyorum. Ne olmuş ona?" diye soruma soruyla karşılık verdi.

"Kerem'in doğum gününde Göktuğ'la öyle bir konuşmaya şahit olduk ki... Yer yerinden oynadı," dedim ruhsuz bir şekilde. Tekrar tekrar üzüleceğimi düşünüyordum fakat aklım hâlâ Azra'nın söylediklerinde olduğu için anlattıklarıma pek odaklanabildiğim söylenemezdi.

"Ne duydunuz?" dedi heyecanla. "Ay duraklamadan anlat ayol, çatladım şurada!" diye çıkışınca daha fazla beklemeden anlatmaya devam ettim.

"Akın ve Kerem'in kavgalı olduğunu da biliyorsun."

"Evet biliyorum."

"Partide Göktuğ onları tartışırken görmüş, hemen beni çağırdı. Aralarında, Anıl'ı öldürdüklerini ve hayatımdan çıkmaları gerektiğini konuşuyorlardı," diye birden söyleyiverdim daha fazla uzatma gereği duymadan.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin