40.Bölüm: Doğmayan Güneş

1.9K 79 47
                                    




40.BÖLÜM

DOĞMAYAN GÜNEŞ

Gökyüzü yıldızları parlasın diye güneşi karanlığıyla öldürdü. Güneş ise bir daha doğmamak üzere veda etti âşık olduğu gökyüzüne.

*

3 Temmuz

Çoktan uyanmış, boş boş yatağımda uzanıyordum.

Yumruklanarak çalınan kapının telaşıyla elim ayağım birbirine dolaşırken, koşarak koridordan geçtim.

Kapıyı açtığımda şimşek hızıyla yanımdan geçen Göktuğ'un sesi öyle yüksekti ki çınlayan kulaklarımın acısıyla yüzümü buruşturdum.

"Günaydın!" diye bağırdı harfleri uzata uzata. "Ben doğdum," derken kollarını iki yana açıp neşeyle yüzüme baktı.

Ani girişi yüzünden yaşadığım şaşkınlık, Göktuğ'un görmek istediği sevinç ve coşkuyu yaşamama engel oldu.

Birkaç saniye sonra bileğindeki saate bakıp, "Aaa... Pardon daha iki saatim varmış," dedi yüzünü buruşturarak. "Neyse erken geldiğim iyi oldu, doğum hazırlığı yaparız."

"Aptal," dedim son söylediğine gülerek. "Gel buraya."

Birbirimize doğru koşup saniyeler içinde sımsıkı sarıldıktan sonra sevinçle çarpan kalbinin gürültüsünü bedenimde hissettim.

Geriye çekildikten sonra omuzlarından tutup mutlulukla parlayan gözlerine baktım. Aniden içime dolan sevgiyle dişlerimi sıkarken aynı zamanda yanaklarını da sıkmaya başladım.

"Lan dur, ne yoğuruyorsun suratımı," diye homurdanarak geriye kaçtı. Kızaran yanaklarını ovarken kaşları çatıldı. "Doğum günü partime ağzıma sıçılmış şekilde mi gideyim istiyorsun?" diye homurdandı.

"Sen her halinle bebek gibisin yavrum," dedim tüm kıroluğumla ve yanağından bir makas alıp parmaklarımı öptüm.

"İyi ki doğmuşum, değil mi?" diye sordu sırıtarak.

"İyi ki," dedim coşkuyla.

"İyi ki ne?" diye sordu kaşlarını kaldırarak. "Kızım ben o kadar tenezzül edip doğmuşum. Sen bir cümle kurmaya mı üşeniyorsun?"

Göz devirerek yüzüne baktığımda kafama bir şaplak yedim.

"Göz devirme lan, ben doğdum!" der demez çattığı kaşlarını düzeltip sırıtmaya başladı. "Nasıl doğdum ama?" diye sorduktan sonra kendi kendine cevap verdi. "Doğmak konusunda çok iyiyimdir."

Kerem'le lunaparkta yaşadığımız yüzleşmenin üzerinden bir aya yakın bir süre geçmişti. O günden beri vicdanımla verdiğim savaş, bir türlü sonuca varmış değildi.

O zamandan sonra o meseleyi hiç konuşmayıp normal bir şekilde davranmaya devam etsek de bir kurt gibi içimi yemeye devam etmişti. Hâlâ o gece telefonuma yazdığı nota bakmamıştım.

Cesaret edemedim.

Göktuğ ve Damla'nın da nottan haberleri yoktu. Eğer olsaydı şimdiye kadar çoktan ne yazdığını öğrenmiş olurduk. Fakat Kerem'in dediğini yapıp kendime biraz zaman tanımak ve düşünmek istediğim için onlara nottan bahsetmemiştim.

Bir türlü ne yapacağıma tam olarak karar veremiyor, her gün yeni bir karar almış şekilde uyanıyordum.

Ta ki düne kadar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin