28.Bölüm: Dönüş

393 40 2
                                    




28.BÖLÜM

DÖNÜŞ

Gitmek kolaydır. Asıl maharet her şeye rağmen geriye dönebilmektedir.

*

Akın'ın yanında olmak, onunla sohbet etmek düşündüğümden çok daha iyi gelmişti.

Bir ölü olarak çıktığım evime eskisi gibi güçlü bir kadın olarak, yeniden doğmuş gibi dönüyordum şimdi.

Hava kararmaya başlamıştı.

Ne kadar zamandır Akın'la olduğumu bilmiyordum fakat zaman çok hızlı geçmişti. Ondan istediğim şeyi yapmayı kabul etmesine duyduğum minnettarlık devam ediyordu hâlâ. Sayesinde büyük bir yükten kurtulacaktım âdeta.

Planlarımızın ve sohbetimizin ardından önce en çok sevdiklerini sonra da tüm kitaplarını göstermişti. Onlar üzerine anlattıklarını sabır ve hayranlıkla dinlemiştim. Pek az insanda rastlanacak güzellikte bir kitaplığı vardı. Kıskanmadım desem yalan olurdu.

Yüzümde hafif bir gülümsemeyle kapıyı çalıp açılana kadar kenarda bekledim.

Bu evden bir kazazede olarak enkazımdan kaçarcasına ayrıldığım için ne anahtar ne telefon... Yanıma hiçbir şey almamıştım.

Telaşlı koşuşturmaları kulağıma iliştiğinde bir adım daha geriye çıktım.

"Umut!" diye bağırdı Göktuğ henüz kapıyı açmadan. "Kesin Umut geldi!"

Kapı açıldığında ikisi birden karşımda dururken sevinçle ışıldayan bakışları, yüzümü incelemeye koyuldu.

"Umut!" der demez mutlulukla boynuma atıldı Göktuğ. "Geldin!"

"Hoş geldin!" diyen Damla da ikimize birden sarıldığında kocaman gülümsedim.

Birkaç dakika süren büyük sarılmanın ardından geri çekildiklerinde Göktuğ kollarımdan tutarak beni kendine çevirdi.

"İyi misin?" diye sordu merakla.

Gülümsemeye devam ederek başımı salladım hafifçe.

"Canım Umut'um..." deyip beni kendine çekti ve yine sarıldı saçlarımı okşayarak. "Sen üzülme sakın!"

"İyiyim ben," diye mırıldandığımda yavaşça geriye çekildi.

İkisi birden garip garip yüzüme bakarken söylediklerime inanmamış gibi görünüyorlardı.

"Hadi gelin, içeri geçelim!" dedi Damla kapıyı iyice açıp kenara çekilirken.

Salona girdiğimizden beri öylece yeri izliyordum. Damla ve Göktuğ meraktan ölüyor olsalar da kendi aralarında fısıldaşmaktan ve beni izlemekten başka hiçbir şey yapamıyorlardı.

"Sorun hadi," diyerek sırayla yüzlerine baktığımda önce birbirlerine baktılar. Sonrasında ise heyecanla parlayan gözlerini yeniden yüzüme diktiklerinde derin bir nefes aldım.

Sorgulanmaya hazırdım.

"Nereye gittin?" diye sordu Göktuğ.

"Akın'ın yanındaydım," diyerek kısaca cevap verdim.

"Ne?" diye çığlık attı ikisi birden.

"Neden?" diye sordu Damla.

"Niye Akın'ın yanına gittin ki?" diye sordu vakit kaybetmeden.

"Ben bir şey yaptım," diye mırıldandım.

"Ne?" diye sordu Damla.

"Ne yaptın?" dedi Göktuğ'da hemen ardından.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin