25.Bölüm: Her Şey Bizim

42.2K 2K 5.4K
                                    

Selam bebeksular,

Bölüm şarkısı;

Seksendört - Kendime Yalan Söyledim

Keyifli Okumalar!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

***

25.BÖLÜM

HER ŞEY BİZİM

Tüm bu rengârenk ışıklar, unutulmaya yüz tutmuş çocukluğumu resmetti.

*

Karanlık fazlaydı, hem de çok fazla.

Kimsesizlerin içindeki kime ulaşmak, yardım dilenmek için kıvranan bedenimi teselli edemiyordum. Acı her yanımı esir almış, nefesimi kesiyordu.

Ağzımın içine dolan kanın mide bulandırıcı tadı tüm vücudumu uyuşturuyordu sanki. Kafamın içinde kıyametler kopuyor, yüzlerce çığlık sesi birbiriyle yarışıyordu.

"Umut!" diye bir ses yankılandı uzaklardan. "Umut..." Daha da yakından geliyordu artık. "Umut."

Her yanı acıyla sızlayan bedenime dokunan ellerin sahibini görmek için gözlerimi açmaya çalıştım. Aldığım darbelerden habersiz bedenimi kıpırdatmaya çalıştığında acıyla yüzümü buruşturdum.

Göz kapaklarımla verdiğim mücadelenin ardından güçlükle araladığımda görüşümün netleşmesini bekledim. Karşımda bir siluet olarak görünen yüzü, telaşla yüzüme bakıyordu.

Kaşlarımı çatarak karşımdaki yüzü daha net gördüğüm an ağlamaya başladım. Bir şeyler söylemek istedim fakat dudaklarımdan tek bir kelime bile çıkamadı.

"Umut Işığım!" Sesindeki telaş daha çok ağlama isteğiyle doldurdu içimi.

Kollarının bedenimle asfalt arasına kaydığını hissettim. Saniyeler içinde de vücudum yerden ayrıldı. Kollarını sıkıca sarıp beni göğsüne yasladığında sığınırcasına yüzümü göğsüne sakladım.

"Kerem," diye mırıldandım. Bu ona ilk Kerem deyişimdi.

Bakışlarının şaşkınlıkla bana döndüğünü gözümün ucuyla görsem de başımı kıpırdatmadım. Ağlamamaya çalıştım, yüzümü daha çok gömdüm.

Dakikalar sonra kucağından inmek zorunda kaldım. Saatler, günler hatta şu an mümkünse bir ömür burada kalmak istiyordum. Bana iyi geleceğini hissettiğim tek yerin burası olduğunu biliyordum.

Biraz sonra tek eliyle arabasının kapısını açtıktan sonra dikkatlice beni koltuğa bıraktı. İlk anki kadar canım acımıyordu artık.

"Umut," dedi yüzümü avuçlarının arasına alırken. "Anlat bana ne oldu?"

Kendimi toparlamaya başladığımdan ön koltuklardan birine tutunarak doğrulmaya çalıştım.

"Dur. Kalkma," diye engel olduğunda acıyla yüzümü buruşturup iki yana salladım.

"İyiyim," diye mırıldandım güçlükle.

"Burada ne işin var?" Öfkeyle soluyordu. Tek kolunu açık duran kapıya yaslamış diğer elini de arabanın üstüne koymuş bir şekilde arabanın içine doğru eğilmişti. "Sana bunu kim yaptı?" Arabanın ışığıyla aydınlanan yüzünde öfkeyle kararan gözleri ürpermeme neden oldu.

Tam gözlerimin içine bakıyordu. Ellerinin çok hafif de olsa titrediğini hissetmek her ne kadar iyi hissettirse de onu ilk kez titreyecek kadar sinirli görmek daha çok canımı sıktı.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin