(4) Kuş Avı

4.7K 275 14
                                    

(4) Kuş Avı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(4) Kuş Avı

Uyuyor sıcağı üfleyen

Canlısını göz ardı eden

Eski büyüleri bir o biliyor

Tarihin sayfalarına işlenen

Olay anından önce bedeni değişen kadın

Yazardan

Masalları çok sevdiği için mi bilinmez sürekli kendine yeni masallar üretirdi Lily. Kendi sonunu nasıl bir masalla yazılacağını bilmezdi hiç, belki de bir trajedi olacaktı. 

Okumayı çok sevdiğinden yeni çıkan her kitabı alır ve hemen kütüphanesindeki rafa dizerdi. Üstelik onları renklerine göre bile sıralamıştı. O gün sahafçıdan çıkarken çarpıştığı kişi sayesinde düşürdüğü kitaplarına parasını ödemediği bir kitap daha karışmıştı. Kitap oldukça eskiydi fakat adı dikkatini çok çektiği için bir göz atmadan bulduğu yere götürmek istemedi. Belki de tekrar çarptığı kişiyi göremeyecekti. Çünkü çarpan kişi o sıra telaşlı adımlarla bir yere yetişmeye çalışıyordu.

Bir kedisi olan, sakin ve huzurlu bir hayat süren Lily, çevresi tarafından sevilirdi. Okumak için geldiği bu şehirde ailesinden uzakta da kalsa yakında bu özlem bitecekti. En azından o öyle düşünüyordu. Okumak için kapağını araladığı kitapta anlamsız şekiller bulduktan sonra heyecanına değmeyen bir kitap olduğunu anlamış ve daha fazla karıştırmayıp yerine kaldırmıştı. 

Kırmızı deri kapaklı eskimiş kitabın giriş sayfasında şu yazıyordu; 

yapılır anlaşmalar

ödenir bedeller

kanlı anlaşmayı yalnız kan bozar

bilinmeyen evrenler

birbirine değerler

ışığı yalnız ışık açar 

Yarın ilk iş kitapları aldığı yere sormak olacaktı. Onun için bir değeri yoktu belki ama karşıdaki için aynı durum geçerli olmayabilirdi. Sabaha yapacağı her şeyi planladı ancak o gece uyuduğu uykusuna kaldığı yerden devam edemedi. 

Lily gözlerini korkunç bir şimşek sesine açtı. Yağmur onu asla ürkütmezdi fakat bu şimşek normal bir şimşek değildi, etrafına saçtığı ışık, dalgalar halinde yayılarak artıyor ve tüm gökyüzünü etkisi altına alıyordu. 

Ayağa kalkmaya çalıştığı an eline bulaşan çamura hayretler içinde baktı. O en son pek yumuşak olmayan yatağında uyuyordu. Tüm bunlar bir kâbustan ibaret olmalıydı. Ancak şimşeğin bir kere daha gürlemesi halinde peşi sıra yağan yağmur onu harekete geçirmeye yetti. Bu hava durumunda bir ağacın yanında olmak akıl kârı değildi. 

Neden burada olduğunu bilmediği ormanda deli gibi koşmaya başladı. Üzerindeki uzun elbise, bardaktan boşalır gibi yağan yağmurun etkisiyle bacaklarına yapışıyor ve koşmasını etkiliyordu. Ellerini dizlerine koyup ufak bir soluk verdi. 

"Ne oluyor burada? Lütfen uyanayım, yoksa bulduğum ilk uçurumdan atlayacağım." Kendi kendine fısıldarken etrafı şahin gibi gözleriyle yeniden süzdü. "Tanrı aşkına! Nerede bu ormanın çıkışı?"

Sorduğu soruyla bir şimşek daha çakarken gök yeniden aydınlandı ve önünü daha rahat seçen Lily, karar verdiği yöne doğru tekrardan koşmaya başladı. Kolunu çizen çalılıklar canını acıtırken, bu tarz şeylerin rüyada olup olmayacağına karar vermeye çalıştı. Çıplak ayakları ıslak toprağa bata çıka ilerliyor ve bu zamana kadar ki en kirlenmiş halini yüzüne vuruyordu. Koştukça etrafa sıçrattığı sular elbisesini de kirletiyordu. 

Tek derdi elbiseye değildi ama bir şeyler düşünmezse delireceğine emindi. Ağaçların arasından bir çıtırtı sesi duyduğunda yavaşlayıp durdu. Kulaklarını tıpkı bir köpek gibi havaya dikti ve sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştı. Bir odun parçasının ezilme sesini duyduğuna emindi. Yırtıcı bir hayvan olma ihtimaline karşı çıkacak bir ağaç ararken, adım atmasıyla önünden ıslık sesinde bir ok geçmesi bir oldu. Okun geldiği yöne baktığında savaş zırhı gibi bir kostümü olan adam gördü.

"Sen de kimsin?"

"Asıl sen kimsin ve bu saatte Toi ormanında ne yapıyorsun?"

"Böyle bir ormanı ilk defa duydum. Nasıl geldim bilmiyorum, gözümü açtığımda buradaydım," dedi Lily çaresizce ama adam yayını tekrar gerdiğinde ellerini kaldırmak zorunda kaldı.

"Dur, dur lütfen, silahsızım! Silahsız bir kadına zarar vermek onurlu bir davranış mı?"

"Silahsız bir kadına zarar vermek değil ama düşmana zarar vermek oldukça onurlu bir davranış. Bu ormanı bilmeyen bizden biri değildir zaten, seni yılan, benimle sakın oynama!"

Başındaki sızıya güvenerek aklına ilk geleni söyledi Lily. "Başımı çarptım, affedersin, hafızamı kaybetmiş olabilirim çünkü hiçbir şey hatırlamıyorum."

"Sana inanıp da burada öylece bırakamam. Hain olmadığın nereden belli?"

"Gerçekten zararsız biriyim."

Adam bir adım daha atıp karanlıkta yüzünü daha net seçmek istediği kıza yaklaştı. Alaylı bir ses tonuyla "Peki burada şimşekler neden çakar biliyor musun? Bilinmeyen bir durumla karşı karşıya kaldığımızda," diyerek onu suçlamaya devam etti.

Adam kadının omzunun üzerinden geriye doğru baktığında, Lily de başını çevirmişti ama omzuna saplanan keskin acı oracıkta yeniden çamura düşmesini sağladı. Arkadaki savaşçı küçük bir okla onun bayılmasını sağlamıştı. Sonra da bir çuval gibi kızı tutup omzuna attı. 

"Minik bir kuş avladık bu gece desene," diyerek geriye yankılanan kahkahalarını bıraktı.

BASİLLAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin