Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız, öpüldünüz 😘🐠
(10) Akvaryumun Yüzgeci
Birilerinin sana inanması kendini güvende hissetmeni sağlardı. Anlatır ve anlaşılırdın, anlaşılmanın verdiği o huzur ise tüm ruhunu tatmin ederdi. İnanmak görünmeyen her şeyi zihninde görme, kalbinde tatma gücüydü.
Karşısındaki adamın ona olan bakışlarından ne düşündüğünü çıkaramayan Lily olduğu yerden kalkıp büyük pencerenin önüne gitti. Anlaşılmasa bile anlatacaktı, çünkü kelimelerin dilinden dökülüp kulağına ulaşmasına ve sonrasında zihnine iyice yerleşmesine ihtiyacı vardı.
"Onunla aylarımı geçirdim, karı koca gibi değil daha çok iki arkadaş gibi. Günlük işlerine yardımcı oldum. fakat dün geceyi bir şekilde yaşadığımıza inanamadım, belki de rüya sandım bilmiyorum. Ses tonunu duyana kadar her şey anormalden daha normaldi. Sonrasında başka bir adamın yatağında olduğunu anladığım an başımdan aşağı kaynar sular döküldü anlıyor musun?"
"Dün gece rüya olamayacak kadar gerçekti Valeri! Anlattığın her şeyi dikkatle dinledim. Bunun mümkün olup olmadığını bilmiyorum, hafızanı kaybetme ihtimalin bile daha iyi bir ihtimal gibi geliyor."
"Şimdi ne yapacağız?"
"Öncelikle benim karım olduğunu ve karnımda çocuğumu taşıdığını unutmamanı istiyorum."
"Hay sikeyim hala karım diyor ya! Adama bak tam bir ruh hastası!"
"Bu durumdan öylece birilerine bahsedemeyiz. Kendini Valeri adına alıştır," dediğinde içinden geçen tüm düşünceleri söylemiyordu. Neyin içine düştüğünden tam olarak emin değildi ama karısının dilinden dökülen şeyleri araştıracaktı. "Büyülü bir evrende bile kaçık olduğunu düşünebilirler. Hatta daha ötesi seni gerezaya atarlar."
"Gereza da ne demek?"
"Gitmek istemeyeceğin bir yer," diyerek ellerini yanaklarına koydu ona cesaret vermek istedi. "Senden sakin ve cesur olmanı istiyorum. Neleri hatırlamadığını," dediği an Lily'nin öfkeyle açılan gözlerini görüp hemen toparladı. "Pardon, bilmediğini gözden geçirirsek bugün burada kalman daha sağlıklı olabilir. Akşama bir kahine haber gönderirim ve burada konuyu tekrar masaya yatırırız," derken sakinleşmesi için yanağını hafifçe okşadı.
"Ayrıca üzerini giyinsen daha iyi olur, rahatsız olduğunu duyan yardımcılar sık sık seni kontrole gelecektir."
Lily dolap sandığı şeyin önüne gidip kapağını çekiştirmeye çalıştı ancak kapak açılmadı. Bir başkasının kıyafetlerini giyecek olmaktan da hoşnut değildi. Onun bedenini yaşatma düşüncesi tüylerini ürpertiyordu. Dolabı açamadığını gören Alexander ise şaşkınlıkla ona baktı. Bunun bir rol mü yoksa gerçek mi olduğunu kestirmesi kolay olmayacaktı. Çünkü karısı oldukça zeki bir insandı, bir planı olabilirdi.
Yanına gidip elinin tek hareketiyle dolabı açtığında Lily öylece kaldı. O büyü denen şeyin bu şekilde yapıldığını ilk defa görüyordu. Dolabın kapıları açıldığında içinde oldukça fazla elbise gördü. Sorun şuydu ki hepsi elbiseydi.
"Hepsi bu kadar mı?" diye sorduğunda Alexander kaşlarını alayla havaya kaldırdı ve diğer kapağı da açtı. Burada ise daha süslü elbiseler vardı. "Sanırım bunları tercih etmeyeceğim," deyip sade olanlara yöneldi. Bir tane çekip aldıktan sonra biraz çekinerek "Sütyen yok mu?" diye sordu.
"Sütyen nedir?"
"Göğüslerime takacağım eşya."
"Neden göğüslerine bir şey takmak zorundasın ki?" Bu adam ciddi mi yoksa saf ayağına mı yatıyor merak etti.
"Çünkü ucu ve kıvrımları gözükmesin diye," diye büyük bir sabırla cevap verdi.
"Anladım, elbisenin içinde bunun için özel kumaş var. Başka bir şey takılmıyor."
"Umarım külot için de aynı şeyi söylemeyeceksindir," deyince hafifçe sırıtarak küçük bir çekmeceyi araladı. Hepsinin string olması ise sinirlerini bozdu ama hiç yoktan iyidir diyerek kapalı paketlerden bir tane çekip aldı. Banyo olduğunu tahmin ettiği kapının koluna dokununca gerildi, dolap gibi bunun da büyüyle açılma ihtimali vardı ama öyle bir şey olmadı.
İçeriye girince gözlerine inanamadığı bir şaşa ile karşılaştı. Ejderha figürlü mozaiklerle süslenmiş duvarlar ve tam ortada kocaman duran bir akvaryum vardı. Bir adım attığında akvaryumun kapısı açılınca elindekileri bir köşeye bıraktı. Balıklarla birlikte yıkanma fikrini pek hoş bulmasa da burada olduklarına göre zararsızdır diye düşündü. Ancak göründüğü gibi olmadığını anladı.
Tavana kadar uzanan geniş akvaryumun kenarlarındaki cam her kenarda iki karış genişliğindeydi. Balıklar kendi alalında yüzerken sen boşlukta kalıyordun. Lily bu duruma beğenir gözlerle baktı. Bir anda üzerinden akan suyla sersemlese de bir banyo da olduğunu unutmadı. Akan sular hiçbir giderden kaybolmayıp akvaryumun içini doldurmaya başlayınca bunun kelimenin tüm gerçek anlamını taşıyacağını anladı.
Su seviyesi dizlerini geçerken gerilmeye başlamıştı. Ardından tenine değen ıslaklıkla birlikte arkasını döndü. Havada hareket eden ve kabak lifine benzeyen bir şey vardı. Lif yaklaşıp teninde kendiliğinden gezinmeye başlarken düşündüğü tek şey bunun da bir rüya olduğu gerçeği oldu. Gözlerini kapatıp bir süre bedenini gevşeten lifin tadını çıkardı ancak bu sürede su seviyesi göğüslerine kadar yükselmişti.
Panikle geri çekilip cama vurmaya başladığında sesini duyuramaması büyük şanssızlıktı. "Yardım edin, heyy, beni duyuyor musun? Boğulacağım burada ve tek başıma değilim bebeğin de var!"
Lily elini koruma iç güdüsüyle karnına koydu. "Çok üzgünüm bebek, buradan nasıl çıkacağımı bilmiyorum. Lanet olsun!" diyerek haykırmaya devam ettiğinde artık akvaryumdan havuzu dolduran tek şey su değil, Lily'nin gözyaşlarıydı. "Tanrım lütfen yardım et! İyi bir insan değilsem bile bu bebeğe acı yalvarırım."
Ağlaması derin hıçkırıklara döndüğünde boynuna yaklaşan suyla birlikte kendini yukarıya itti. Tek temennisi tavana kadar dolan suyun ardından dolduğu gibi boşalmasıydı. Büyük havuzun içinde yüzerken ciğerine çekebildiği kadar hava çekti ama yaklaşan suyla panikleyip büyük bir çığlık attı. Ona işaret eden küçük kırmızı balığı görmüyordu bile. Baksaydı eğer suyun kesilmesini sağlayan o düğmeyi fark ederdi.
Odadan çıkmaya hazırlanan Alex derinden duyduğu bir çığlıkla huzursuz olup kapıyı tıklattı ancak ses veren olmadı. Bu bir sinir krizi miydi yoksa yardım çağrısı mı? Açıp girse kızar mı acaba diye düşündü, sonra bunun da mantıksız olduğunu anlayıp içeri daldı. Havuzun içinde su tamamen dolmuşken korkulu gözlerle ona bakan karısını görünce hemen elini hareket ettirdi ve suyun akmasını sağladı.
Fark ettiği bir diğer detay ise karısının kulaklarının arkasından bir yüzgeç çıkmış olmasıydı. Bir ateşsen, sonsuza kadar ateş olarak kalırdın. Su ile ilgili bedensel bir özelliğin olamazdı. O halde ateş olduğundan emin olduğu karısının, bir ejderhası bile olduğunu bilirken kulağında neden bir yüzgeç vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASİLLAN
FantasyFantastik bir evrenden, başka bir fantastik evrene geçmekten daha kötü bir şey varsa; o da kocam olmayan birinin yatağında uygunsuz bir şekilde uyanmamdı. Üstelik karısı olduğumu ve karnımda çocuğunu taşıdığımı iddia ederek. İlk geldiğim evrende zam...