(2) Basillan'ın Kuzey Kanadı
"Bu ses benim kocama ait değildi!"Titreyip rahatlayan bedenim olduğu yerde donakalırken neye uğradığımı şaşırdım. Gözlerimi kapatıp içimden birkaç saniye saydıktan sonra açtım ama hayır, bu bir rüya değildi. Çıplak tenini hala bedenimde hissederken korkarak başımı geriye doğru çevirdim.
Bunu bir çağrı olarak algılayıp dudaklarıma yaklaştı ancak sorumla hareketi yavaşladı.
"Sen de kimsin?"
Göz göze geldiğim an ise çok tuhaf bir şey oldu. Gözümün önünde onunla öpüştüğüm bir sahne belirdi ve sonra kağıt gibi yanıp sönerek külleri havaya karıştı.
"Demek canın oyun oynamak istiyor, sevgili karım? Söyleseydin seni, beni hiç tanımayacağın başka bir odaya götürürdüm."
"Oyun falan yok."
Nefes nefese çıkan sesime asla inanmayıp burnundan bir nefes vererek güldü. Arkam dönük durduğum için parmağıyla tenimin üzerinde gezinirken tüm bedenimi bir ürperti ele geçirdi. kekelememeye çalışırken yerimde kıpırdandım. Üzerime yatmıyordu ama beni hala kafesi içinde tutuyordu.
Köleliğin kafesinden kurtulmuş ancak tanımadığım başka bir adamın kafesine konmuştum. Üstelik bunu nasıl yaptığımı bilmeyerek. Tek isteğim evime ve yuvama dönmekken bütün olasılık ve ihtimalleri sırayla yaşamama lüzum var mıydı gerçekten?
"Oldukça ciddiyim, lütfen geri çekilin."
"Az önceki sıcak dakikalarımız ardından, bir de işi resmiyete dökmek istiyorsun demek?"
"Bak, ne olduğunu yemin ederim ki anlamadım. Bu koca bir saçmalık!"
"Kocanla sevişmen mi saçmalık? Tanrı aşkına sana ne oluyor böyle? Sırf uykundan uyandırdım diye yapıyorsan, ne kadar zevk aldığını hatırla?"
Kahretsin ki aldığım zevk tüm doruklarıma ulaşmıştı. Bunun utancı yanaklarıma dolarken kafayı yemek üzereydim. Üzerimdeki örtüyü bir hışımla kenara atıp bağırmaya başladım.
"Ben senin karın falan değilim tamam mı? Işıklar az diye mi göremiyorsun yoksa? Seni tanımıyorum diyorum. Gözümü açtığımda buradaydım."
Çıplak bedenine bir çamaşır giyerek büyük odadaki camı açmaya gitti. Sırtının gerildiğini görebiliyordum. Ne düşündüğünü bilmek istiyor ancak sormaya cesaret edemiyordum. Tanrı aşkına benim bir başka adamın yatağında ne işim vardı? Burası neresiydi? Alkol falan tüketmemiştim, bilincim gayet yerindeydi. O zaman tüm bu saçma işler hangi ara olmuştu?
Yeteri kadar temiz hava aldığını düşünüp yanıma geldi. İşte şimdi konuyu etraflıca konuşmanın tam zamanıydı. Arkama geçtiğinde bedenim buna istemsiz tepki verirken kendimden utanıyordum. Kendimi hiç bu kadar berbat ve garip hissetmemiştim. Bir eli belime dolanırken benden uzak durması için haykıracaktım ki bir anda ışıklar açıldı.
Altın varaklı boy aynasının karşısında tüm çıplaklığımda dururken bakmaya bile utandım.
"Ne yapıyorsun sen? Hemen bırak beni?"
"Şşt aynaya bak bebeğim. Aynaya bak ve kimin karısı olduğunu gör."
"Sen kimsin?" diye güçsüzce yeniledim sorumu.
"Ben Alexander Harvey. Basillan'ın kuzey kanadındaki Vatov'da, ejderlerin alfası, senin kocan ve," dediğinde eli arkamdan karnımda birleşip okşadı. "Karnındaki çocuğun babası..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASİLLAN
FantasyFantastik bir evrenden, başka bir fantastik evrene geçmekten daha kötü bir şey varsa; o da kocam olmayan birinin yatağında uygunsuz bir şekilde uyanmamdı. Üstelik karısı olduğumu ve karnımda çocuğunu taşıdığımı iddia ederek. İlk geldiğim evrende zam...