(50) Liçi Meyvesi

1.4K 175 48
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Aşklarım selam ⭐

Oy vermeyi, yorum yapmayı ve beni takip etmeyi unutmayın⚜️

Bölümler kısa diyorsunuz ama bir bölümü iki part halinde ve hızlıca atıyorum sevilerimle 😌

Öpücükler😘😘




(50) Liçi Meyvesi

Ne yazık ki içtikleri karışımlar ve ay dönümü zihninlerini bulandırdığı için yaşanan anları ertesi gün ikisi de hatırlamayacaktı...

Yaşlı bir ağacın dalında pembe üçgen kabukları olan bir meyve duruyordu. Üzerimde sacede yapraklardan oluşan saçma şeyler vardı. Koşarken bir an durup etrafıma bakındım. Şimdi de ilk insan mı olmuştum yani? Göğüslerimin tamamını bile kapatmayan yapraklar ne işe yarıyordu? Bir çölün ortasında kalmıştım, saçlarım terden sırılsıklamdı. Karşıda gördüğüm pembe meyveli ağaca doğru koşuyordum ve onu yemek için çıldırıyordum. Yapraktan çamaşırlarım koşarken ses çıkarıyordu. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen çöl yolu nihayet bittiğinde ağaca ulaştığım için mutluyum. Kalbim hızla çarparken ağaçtaki meyveleri toplayan neredeyse çıplak bir adam çıktı karşıma.

"Alex, onları benim için mi topladın?" Soruma şaşkınlıkla bakarken birden eğlenmeye başladı.

"Hayır tabii ki bunlar benim." Üçgen meyvenin kabuklarını bir bir ayıkladığında içinde üç tane şeffaf üzüme benzer bir şey çıktı. Tek tek ağzına atıp keyifle yedikten sonra akan suyu dudaklarından diliyle topladı. Hüsrana uğramış bir şekilde bakakaldım. "Lütfen bana da verir misin? Açım ve canım çekti."

"Elbette veririm Valeri, yeter ki iste." Bana Valeri diye seslenmesi bir sihirli dokunuş gibi çarptı benliğimi. Demek hâlâ Valeriydim ve artık kısmi de olsa adımı söylemiyordu. Yoksa unutmuş muydu? "Tamam şimdi verebilirsin," diyerek hevesle elimi uzattım. Uzattığım elimi anında kendine doğru çekerek vücutlarımızı birleştirdi. İri eli çıplak belimi tutarken diğer eliyle dişlerini kullanarak şeffaf meyveyi açığa çıkardı. Evrendeki son kalan yiyecekmiş gibi aç bakışlarımı diktim. Ama beklemediğim şey meyveyi kendi ağzına atmasıydı. Dişleri arasında sıkıştırdığı meyveyi "Hadi al onu," diyerek biraz oynattı. Bu hayatta yapacağım son şey kadar önemliydi. Dudaklarımı ona doğru yaklaştırıp meyveyi almaya çalışacakken onun dudakları tarafından esir alındı ve aramızda amansız bir öpüşme başladı. Meyvenin tanıdı dudaklarından aldığımda kana susamış bir vampir gibi çıldırmış ve yaptığı hamlenin karşılığını dudağını ısırmamla almıştı.

BASİLLAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin