(26) Ayrı Dünyaların İnsanı
Artık daha iyi anlaşabileceğimizi düşünüyordum çünkü ben anlaşılıyordum...
Bu güzel yerden çıkarken masaya bıraktığı metal şeyler ilgimi çekti. Elbette para olduğunu bilmeyecek kadar cahil değildim ama değişik olması onu çekici kılıyordu. Elimi atacağım sırada elimi tutup dudaklarına götürdü ve şaşkın bakışlarıma yol açtı.
"Buradan çıkınca sana istediğin kadar para veririm incelemen için söz veriyorum."
Lanet olsun haklıydı! Görmemiş gibi evire çevire inceleyip insanların dikkatini çekecektim az kalsın!
"Bazen kendimi tutamıyorum kusura bakma."
"Bu asla bir sorun değil." Elimi tutarak geldiğimiz toprak merdivenden dışarı çıktığımızda burada olmayı sevdiğimi anladım. Şeffaf bölmenin ardından gelen balıkları ya da toprağın altında hareket eden ve yuva yapan hayvanları görmek hoşuma gitmişti. Üstelik tepemizde yıldızlı bir gece vardı. Eh, her ne kadar gündüz olsa da... "Biraz daha vaktimiz var ne yapmak istersin?"
"Öyle mi ben geç kaldığımızı bile düşünmüştüm."
"Bugün eğitim daha geç başlıyor. Yeni ayın ilk günü bu muhakkak olur."
"Öyleyse ormanın içinde biraz gezmek isterim," dediğimde elimi bıraktı ve yanımda yürümeye devam etti. Cebinden çıkardığı paraları avucuma doldurup o muhteşem merakımı gidermek için yardımcı oldu. Altın gibi parlayan metal parçasını havaya kaldırdığımda "Bunun adı gopla, en değerli olanı tek hamlede buldun bravo," dedi hoşnut bir ses tonuyla.
"Bulurum," deyip gözlerine baktığımda içimde tuhaf bir dalgalanma oldu. O da değerli biriydi ve onu da tek atarak bulmuştum. Yine de bu şimdilik içimde kalmalıydı. Elimi diğer parçaya attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BASİLLAN
FantasyFantastik bir evrenden, başka bir fantastik evrene geçmekten daha kötü bir şey varsa; o da kocam olmayan birinin yatağında uygunsuz bir şekilde uyanmamdı. Üstelik karısı olduğumu ve karnımda çocuğunu taşıdığımı iddia ederek. İlk geldiğim evrende zam...