(51) Değişen Döngü

1.6K 193 54
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(51) Değişen Döngü

"Bulunması zor ama var. Anlaşılan aşeriyorsun ve bana düşen de minik ve senin iştahını doyurmak."

"Çok makbule geçer öylese babası," diyerek yapmacık bir gülüşte bulundum.

"İgnis grubuyla ilgilen, pürüzleri ortadan kaldır, waps ayı neden erken geldi bul, ejderhaları kontrol et, aileni koru, karını ve çocuğunu göz önünde tut, ruhu kaybolan karını bul ve bedeni kalbolan ruhu araştır, kara büyü hakkında bilgi edin, bağlantılarını güvenli kaynaklar olarak ele ve son olarak liçi meyvesini bul." Derin bir soluk verdiğinde aklımda dolanan tek şey kendi bedenimdi. Daha önce konuştuğumuzda öylece ortadan kaybolmayacağını düşündüğünü belirtmiş ve bunun dışında bir açıklama yapmamıştı. Eh bir köşede sağlıklı bedenin çürüyeceğini ben de düşünmüyorum ama eninde değilim.

Önceliğim liçi meyvesiydi, deli gibi yemek istiyordum çünkü. O şeffaf zarlar dişlerimin arasında sıkıştığında patlatken ağzımın kenarından aksın istiyordum, deli gibi hunharca yiyelim istiyordum. Konudan sapmayıp ona istediği sözcükleri verdim. "Eh, bir Alexander Harvey kolay yetişmiyor."

Bir erkeğin gönlünü almak ve yumuşatmak bu kadar kolay mıydı gerçekten? Bıkkınlıkla söylediği her şeyi büyük bir sırıtmayla karşılamış ve giyinmeye devam etmişti.

Beyaz ejderhası Pearlynine geldiğinde birlikte kanat çırparak uzaklaştılar. Tamam, kabul etmeliyim ki bir erkeğin ejderha üzerinde hakimiyet kurması aşırı seksi bir olaydı. Daha önce bunu hayal bile edemezken şimdi bu duruma yükselmem kötü bir ironi gibiydi. Tanrıların espri anlayışı son derece farklıydı anlaşılan.

Öğlen atıştırmalığım Ella tarafından odama geldiğinde sevindim. Biz kahvaltıdayken sabahki kargaşadan eser kalmamış her şey yerli yerind konmuştu. Ben olsam onları toplamak yerine ateş büyüsüyle yakar ve kurtulurdum. Neyse ki büyü kontrolüm yoktu ve malikaneyi yakmak içimden gelmiyordu.

Ella bana boğazlı ipek bir kumaştan şeftali tonlarında bir elbise giydirdi. Elbisenin balon ve yırtmaçlı kolları vardı. Ayağıma giydirdiği sandaletleri bağcıkları diz kapağıma kadar çıkarken tek taraflı yırtmacın açıklığından detayları gözüküyordu. Öncesinde cildini pamuklara yatırmış ve masaj yapmıştı. Geldiğim yere dönersem Ella olmadığı için üzülebilirdim. Üstelik gerçek pamuktan bahsediyorum, suyun içine attığı karışımlar tıpkı yüzümüz için kullandığımız kağıt maskeler gibi büyüdü kabardı ve beni içine çekti. Harikulade ve tekrar deneyimlemek istediğim bir histi.

Vakit hikayet geldiğinde dördümüz aynı aynı at arabasıyla yolculuk ederken anne ve baba Harvey bizi arkadan takip ettiler. Rayna'nın bir terbiyesizliği olmamıştı bu kez. Camdan dışarı bakarken iç geçirip "Acaba bebeği hissediyor mu?" diye sordu.

BASİLLAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin