(48) Waps Ayı

1.3K 155 43
                                    


Waps ayı Ares burcunu ve yıkımı temsil eder. Pembe gökyüzünün altında masum görünür ama bir felaketi de peşinde getirir; demir yağmuru...

48) Waps Ayı

Victor yattığı yerden doğrulup gözlerini ovuşturunca dikkatimi çekti. "Millet, ben mi çok içtim yoksa gökyüzünün rengi mi açılıyor?"

Hâlâ ogle yani yıldız sistemi ayındaydık. Hesaplara göre elli gün boyunca güneş ışığı göremeyip yıldızlı gökyüzünün altında uyuyup uyanacaktık. Eğer sistem değişiyorsa elli gün geçmiş miydi? Mümkün değildi, kanım içeride kaynamaya başlarken bile düşüncelerimi kontrol edebiliyordum mümkün değildi. Zamanın farkında değildim ancak iyi aya yakın bir süre geçmiş olamazdı.

Alex de diğerleri gibi ayağa kalkıp gökyüzünü incelemeye başladı. Gerçekten yıldızlar yavaş yavaş çekilmiş ve gökyüzünün rengi biraz daha açılmış gibi gözüküyordu. Şey gibi, pembe...

"Siktir bu imkansız!"

"Daha zaman dolmamıştı!"

"Yolunda gitmeyen bir şeyler var," diyen Alex'e doğru baktım. Neydi bu kadar telaşlandıkları? "Toplanın gidiyoruz. Gökyüzüne bu kadar yakın olduğumuz için ilk görenler biziz sanırım. Hemen alarm verelim ve toplanılsın Victor."

Victor tek bir şey daha söylemeden siyah ve korkunç görünen ejderhası Konor'a atladığı gibi süzüldü ve alfasının isteğini yerine getirdi. Herkesin içinde rahatça neler oluyor diye soramıyordum ve adrenalin bedenimi delirtmek üzereydi. Pearlynine onu hissetmiş gibi Greinner ile birlikte hemen geldi. Alex beni nazikçe kucağına alırken kalanlar ateşi söndürüp etrafta delil bırakmamaya çalıştılar.

"Neler oluyor?" diye fısıldadım sessiz bir tedirginlikle.

"Waps ayı erken geldi, Ares burcu çoğu zaman yıkımı temsil eder ve pembe bir gökyüzü altında olması insanların gözünü boyar. Mutlaka bir yıkım getirir..."

Kıyametin kopması gibi bir durumsa sessiz sedasız karşılanmaz diye düşünerek kendimi teselli ederken, Alex'in kolları arasındaki bedenim gergindi. Düşüncelere o kadar odaklanmıştı ki bir süre benim farkımda bile olmamıştı. Pearlynine bizi malikanenin arka kısmındaki genişlikte indirince uçmasını bekledim ama öyle olmadı.

"Gecenin böyle sonlanmasını istemezdim kusura bakma, neler olduğunu çözmem lazım."

"Sorun değil elbette, alfasın sen," diyerek başımı bir kez eğmiş ve soru işaretleri dolu zihnimle bana git demeden önce tıpış tıpış evin yolunu tutmuştum. Ne sanmıştım ki kutlamadan sonra sarılıp uyuyacağımızı mı? Tamam, hayır onu sanmamıştım ama böyle delice bir tedirginlikle eve döneceğimi düşünmemiştim işte.

BASİLLAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin