4

735 95 34
                                    

Ali - İtalik

Özgür - Bold


-




"Ağırlık vermesene lan!"

"Eşek gibi taşıyacaksın."

Kafasını az geriye atarak, sabrının sonundaki bakışlarını yüzüme dikti.

"Belanı arama, etrafta kimsecikler yok. Seni şu bidona sığdırırım yemin ederim. Kimse de bulamaz."

"Bidon ne lan?" İlerdeki geri dönüşüm kutusuna bakarak sırıttım. Üstelik belanı arama denilecek son insan olduğumu hala anlamamıştı saf. Pis pis güldükçe onun surat daha da ekşiyordu. "Ne haltsa işte."

Yanlarımdaki ağrı izin verse anırarak yüzüne yüzüne kahkaha atardım. Tek elini belime dolamış, diğer elini ise kolumun altından geçirmiş merdivenlerin başına gelmiştik.

"Şimdi sıçtık." kendi kendine basamaklara bakarak söylenmesi de pek bir hoşuma gidiyordu. E o topu yanıma fırlatmadan düşünecekti. Sonradan gelen akılla olmuyordu yani. Beden dersinde neymiş efendim ona bilerek çelme takmışım. Ulan beş tur koşunun sonunda rahmetli oluyordum, önümü görecek halim mi vardı? Üstüne üstlük iki haftada bir onlarla ortak yaptığımız beden derslerine girmeden önce gerildiğim de doğruydu. Yani neresinden bakarsan bakayım güne boktan başlamıştım.

"Masayı şuraya kuralım kanka.  Ne dersin? Manzara mis."

"Taşağını kendine sakla."

Kıkır kıkır gülünce tuhaf tuhaf yüzeme baktı. "Ne? Gülmek de mi yasak?"

"Yasak amına koyayım."

"Ulan amıma koymadan konuşamıyor musun? Ki amım bile yok."

"Espri yapma yeminle boğasım geliyor." derin bir nefes alıp, beni kendine doğru çekti. Gerçekten tüm ağırlığımı üstüne veriyordum. Kısa bayılma numaram tutmuş, Gülsüm hoca resmen ağzına sıçmıştı it herifin. Tamam tamam, biraz abartıyor olabilirim çünkü numaramı tam yememiş de olabilirdi. Ayrıca ikimize de çıkışmıştı canım hocam. Ama sonuca bakacaksın. Sonunda it oğlu it beni eşek gibi taşıyor muydu? Hem de nasıl taşıyordu.

"Öldür at diyor. Oğlum az bacaklarına ağırlık ver lan!"

"Tutmuyor ki."

"Tut kendini Özgür. Tut kendini."

Omzuna attığı kolum çıkacaktı ama terin, onun gürümsü kirpiklerinin yanından süzülüp yanağına doğru aldığı yola bakmaktan tatlı bir keyif alıyordum.

"Ne bakıyorsun lan?"

"Götünden soluyorsun."

"Kimin yüzünden-"

"Amına koyayım?"

"Kes."

"Dua et seni darptan polise vermiyorum."

İlk katın sonunda kenarlıklara yaslanıp nefeslenmeye çalıştı. "Hapse girsem bu kadar koymaz."

"Nah koymaz. Abi çekip beni çıkar diye iki güne peşimde köpek olursun."

"Oğlum ne biçim bir kafan var senin. Seni görmeyeceğim her yer bana cennet ulan."

"Senin gibi sikinin keyfine düşkün biri orada uzun süre hayatta kalamaz yalnız. Hem mekan karma değil, karı kız da bulamayıp duvara parmaklıklara keltendiğini düşünüyorum da."

Dönersen Islık ÇalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin