23

458 74 27
                                    

‼️‼️‼️Öncesinde bir bölüm daha var!!!!!!!!!!!!!!!!!

-



Son duamı ederek, titreyen ellerimle anahtarı düz tutmaya çalışıyordum ki kapı açıldı.

Elimde anahtarla öylece kıpırdamadan kalakaldım.
Annemin ateş saçan elalarıyla karşılaşmayı beklerken, bir çift siyah göz pişkince kısılmış, beni içeri buyur ediyordu.

Zaten gerilmekten kas katı kesilmiştim, ayakta durmakta bile zorlanırken onu da çekemeyecektim. Ters bakışlarımı üstüne yollayıp, içeri daldım.

Arkamdan kapıyı kapatıp arkasına yaslanırken, parmağını dudağına götürüp susmamı işaret etti.

"Neredeler ki?"

Eğilip "Sus dedim, mal mısın?" diye sessizce çıkıştığında, anlamadan suratına baktım çünkü zaten sıçmıştım. Neyine susacaktım? Adam keyfini sürmek için beni ağır ağır siktirecekti demek.

"İçerdeler, bak şimdi,"

"Bakacak bir şey yok. Ne olacaksa olsun. Bittim zaten." Çıkışsam da sözünü dinleyip alçak sesle konuşmuştum. Anında keyfiyle sırıttığında, hırsla aralanan dudaklarımı parmaklarıyla tutup beni yine susturdu.

"İki dakika dinle beyinsiz."

Elini çekip üstüme sildi. Ulan cenaze evinde bile keyfini sürüyordu.

"Bak şimdi içeri geçtiğinde-"

Çantamı yere bırakıp, iç çektim. "Şimdi değil." Deyip geçmeye çalıştığımda kolumdan tutup "Bir saniye dinlesen ölmezsin" dedi.

Zaten canım burnumdaydı ve takat makat kalmamıştı bünyemde. Tam o sırada annem içeriden adımı seslendiğinde ise iyice bükülüp, sedye falan isteyecektim.

"Rengi gitti. Yüzüme baksana çilli."

"Ne?"

"Yavaş," gözlerini aça aça ensesinden arkaya baktı. "İçeri geçtiğinde bekle Hülya teyze konuşsun."

Toptan bütün darbeleri bir kerede indirmiş, oyunun kesin galibiydi, ki ben oyundan dahi değildim. Daha da ne istiyordu?

"Ottan bahsetme sakın. Şimdi geç. İtiraz etmeden dinle anneni, tamam mı?"

"Tamam." Ne dediğini tam algılayamamam yetmez gibi diklenecek gücüm de yoktu.

"Ali. Şimdi kendinden geçmenin zamanı değil. Ot konusunu açmıyorsun. Anlıyorsun değil mi?"

"Açmam. Neden?"

Zaten ben niye açacaktım ki? Omzumdan itip beni içeri sürükledi. "Yürü."

Salona adım atar atmaz, ki babam yoktu şükürler olsun, annem kendi koltuğunda bacak bacak üstüne atmış, kucağındaki kitabın üstüne elini dayamış, hayal kırıklığı ile bakan gözleri yüzümü turluyordu.

Ölmek istiyordum. Şu kadıncağızı böyle üzmektense... Onu da kendimle gömecektim.

"Otur Ali."

"Yok anne. Böyle kalsam."

"Otur."

İş düşündüğümden daha fenaydı. Midem kasılıyordu. Kendimi az sonra yaşanacak cinayetin şahidi gibi hissediyordum. Ama bir taraftan kurban da bendim. Yani filmdeki tek zavallı bendim ve tek suçlu da.

Koltuğun kenarına ilişip gözlerimi yere diktim. Annemim ağzından ilk kelimeler çıktığında boğazımdan bir özür koptu. Sonrası tamamen bulanık bir monoloğa evrildi. Annem nasıl hayal kırıklığına uğradığını, onunla her şeyi konuşabileceğimi bildiğim halde nasıl böyle yapabildiğimi, onu çok üzdüğümü falan söyledi. Bir de neden kulüpten ayrıldığımı, bir sorun olup olmadığını, kulüp çalışması diye eve geç geldiğim onca zaman ne yaptığımı soruyordu.

Dönersen Islık ÇalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin