Aynı gün (29 Haziran) akşam saatleri
Özgür: Seni şimdiden çok özledim.
Ali: Eve vardın mı?
Özgür: Biraz önce girdim.
Ali: Hümeyra teyze nasıl?
Özgür: Biraz heyecanlı. Tonla yemek yapmış.
Özgür: Sen de söylesene.
Ali: Ne söyleyeyim?
Özgür: Söyle.
Ali: Daha bugün gittin. O kadar özlemedim henüz.
Özgür: Yalancı.
Ali: Hava nasıl orada?
Özgür: Ciddi misin?
Özgür: Havadan mı konuşalım?
Ali: Merak ettim.
Özgür: Soğuk.
Ali: Senin için her yer soğuk :)
Özgür: Oğlum kıta Avrupası. Millet güneşe hasret. İki bulut aralansa kıçlarını yayıp nadasa yatıyorlar. Yazık valla.
Ali: Abart.
Özgür: Çok özledim lan.
Ali: Biliyorum. Yarım saat önce telefonda konuştuk.
Özgür: Şimdiden bıktım diyorsun.
Ali: Çok özlediğimi biliyorsun.
Özgür: Duymak iyi geliyor. Sanki rüyaya hapsolmuşum gibi. Bir an gelecek gözümü açacağım ve yanı başımda olacaksın 🥺
Ali: Etrafa bakabildin mi hiç?
Özgür yazıyor...
(Özgür çevrimiçi)
Özgür yazıyor...
Özgür: Az buçuk bakabildim. Küçük şirin bir kasaba gibi. Taksiyle gelirken gördüğüm kadarıyla tabii. Amcamların evi hemen bitişik. İkiz ev gibi düşün. Önde ortak bir bahçe var. Evlerin hepsi bahçeli galiba. Güzel bir yere benziyor.
Ali: Sevmene sevindim.
Özgür: Senin olmadığın hiçbir yeri sevmiyorum.
Ali yazıyor...
Ali: Böyle yapmayacaktık. Senin kuralların.
Ali yazıyor...
Özgür: Biliyorum çilli.
Özgür: Biraz duygusallaştım. Galiba tam idrak edemedim. Söylediklerimin hepsinde ciddiyim. Zamanla daha iyi olacak. Biraz sistemi oturtayım geleceğim zaten. Okul açılana kadar sabredebileceğimi sanmıyorum.
Özgür: Bir de yorgunluk bindi. Kaç saat uçtuğum yetmedi bir de rötar yedim. Neyse ya.
Özgür: Sen ne yapacaksın?
Ali: Film falan izlerim belki. Öyle uzanıyorum şimdi.
Özgür: Kendini odaya hapsetmeni istemiyorum.
Ali: Tamam.
Özgür: Biliyor musun, yaptığımız kavgaları bile özledim galiba. Gelirken yol boyunca seni revire taşımanla sonuçlanan günü düşündüm. Niye özellikle o gün diye sorma. Öküz gibi üstüme abanmıştın.
![](https://img.wattpad.com/cover/282700572-288-k956192.jpg)