6

632 85 16
                                    




"Yavaş lan yavaş."

"Off omzum ya. Özgür?"

Omzum çıkmıştı. O da kolunu tutmuş, yere serilen çantasına sonra da yüzüme baktı. "At mısın lan sen? Çiftlik mi burası?"

Yılgın bir şekilde kafamı öne düşürdüm. Şimdi şu lanet herifle uğraşacak halim falan yoktu. İhsan hocanın bana takması ile güne başlamıştım ve şimdi bir de annemleri aramışlardı. Neymiş efendim posterlerin üstüne çizdiğim şekiller okul malına zarar vermekmiş-miş. Ulan sizin götü boklu posterinizi güzelleştirdim diye çıkışmak vardı da işte, şimdi gidip özür dileyip aflarına sığınmam gerekiyordu. Yoksa bir hafta dışarı çıkma yasağı ellerimden öpecekti.

"Senle uğraşamayacağım." yanından geçip adımlamaya kalktığımda tişörtümün arkasından tutup beni geri çekti. "Özür dile."

Kafamı yana doğru çevirip, hafif kaldırdım. Gözlerimi camdan dışarıya, bulutlu gök yüzüne diktim. "Bırak." dedim bıkkın nefesimle.

"Özür dileyeceksin."

Elini sertçe ittiğimde aynı hızla tekrar yakama yapıştı. "Ve yerdeki çantamı al."

Abi siktiğimin herifinde ciddi öfke sorunu vardı. Her boka bu denli hızlı alevlenen birini daha önce görmemiştim. Ne zaman bir çift göz iki saniyeden uzun baksa kaşı gözü seğirip, celalleniyordu. Defalarca şahit olmuştum ki bizzat kendiyle yaşadığımız onca kavgaya dayanarak da söylüyorum, gerzeğin yatırılması gerekiyordu. Büyük bir klinikte uzunca yıllar tedavi görse bile işe yarayacağını sandığımdan değil, toplumdan arınması bizim için faydalı olandı.

Dişlerimin arasından, "Başlarım çantana da, işin gücüm var zaten. Yoluna bak." dedim. Beni geriye doğru itip, üstüme adımladı. Hayır, maden üstüme gelecek neden itmişti ki şimdi? Dediğim gibi beyni sakattı ve varlığı zarardı herifin.

"İşine de gücüne de... Sabah sabah beni sınama istersen." dişlerini sıkarak, öyle bir konuşmuştu ki bir an acaba başka bir şey mi var diye düşündüm. Çünkü her zaman deliydi lakin şimdi zır deli gibi bakıyordu gözleri.

"Seni ne sınayacağım lan. Sonuç baştan belli. Karneni verip beyaz odada beş yıl geçirmeni söylüyor bilir kişiler. Hasta kafa."

Ellerini birbirine çarpıp, bileğimden tuttu ve beni çantasının başına sürükledi. "Al şunu."

"Almıyorum lan?"

Havalanan eli yüzüme inmek üzereydi ki gözlerimi yumdum. "Alıyor musun?"

"Sen al lan." diye karnına gözüm kapalı geçirdiğim yumrukla geriye sendeledi. Bir kaç adım sonra durup yere baktı. Sonra bana. Sonra yukarıya. Adam delirmeden önce bile tuhaf bir karizmaya bürünüyordu. Bir gülme hissi ile dudaklarım kıvrılınca, ateş saçan gözlerini tekrar yüzüme çevirdi. Neden gülüyordum ben de bilmiyorum. Galiba ölmeden önceki şu huşu gelmişti. Beynimde çalan alarm ile dudaklarımı birbirine bastırıp, koşar adım yanından uzaklaşmaya kalktığımda arkamdan gelen nal sesleri ile daha da hızlandım. Yakalasa sikecekti bu sefer ve gergin zamanlarda her zaman yaptığım gibi en yanlış kararı verip erkekler tuvaletine daldım.

Kapının arkasına yaslanmamla kapının sırtıma çarparak savrulması bir oldu. Kendimi fayansa dayanmış halde nefes nefese bulduğumda o da karşıma geçmiş, dizlerine abanmış soluklanıyordu.

"Şimdi ne yapacaksın? Nereye kaçacaksın?" dedi kesik kesik. Yine bir gülme geldi çünkü benden ötürü düştüğü durum keyif veriyordu.

Dönersen Islık ÇalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin