Ali
1 ay sonra
"Sana tişörtle çıkmamanı söylemiştim?"
Aramızda bir tek Dağhan'ın ehliyeti olduğu için arabayı o kullanıyordu. Batu önde, biz arkada oturuyorduk.
"Camı kapatsan konu uzamayacak çilli. Kapa şunu."
"Bir de emir veriyor götüm. Şoför bey, çocuk kilidini açar mısınız? Teşekkürler."
"Öyle bir şey yap, bak bakalım ne oluyor Dağhan." Cümlesini tamamlayamadan kilit sesi duyuldu.
"Ağğh! Adamı delirtirsiniz amına koyayım."
Kafasını geriye yaslayıp, bir süre daha hayıflanmaya devam ederken, ben de yüzüme çarpan sabah serinliğinin keyfini çıkartarak onu izliyordum.
"Bana bakmana izin vermiyorum." Elini uzatıp, yanağımdan iterek, kafamı diğer tarafa çevirdi. "Kıymetli manzaranı izle."
Tekrar ona dönerek "Ama sen daha seksisin." dedim yalnız onun duyacağı şekilde. Gözlerini devirip üçkağıtçı olduğumu söyledi. Güldüm. Huysuzluğu her geçen gün daha bir keyif veriyordu. Yavru köpeğe benzetiyordum şu triplerini. Dünyanın en kısa tribini atıp, ufacık bir ödül mamasıyla salyalarını akıtarak kucağıma atlıyordu.
Bir kere yüzüne karşı bu benzetmeyi yaptığımda, yarım saat beni ısırmaya çalışmıştı. Böyle de bir ruh hastasıydı. Milletin yanında oynadığı, kendi deyimiyle 'asil kişiliği' benim yanımda dipleri görüyordu.
Şimdi de kollarını önünde bağlamış, gözlerini yummuştu. "Şu yol bitsin, hiçbirinizin yüzüne bakmayacağım."
"Benim de mi?"
Tek gözünü aralayıp, yüzüme kısa ve sert bir bakış fırlattı.
"Özellikle senin. Gülümsemen sinirimi bozuyor."
"Ben sana bayılıyordum." Sarkık dudakları iyice aşağı düştüğünde öpmemek için kendimi zor tuttum. Kısa kollu tişörtünün altından diken diken olmuş kollarına bakıp, bacaklarımın arasındaki çantaya uzandım.
Yine kıyamamıştım ve ne yalan söyleyeyim, böyle savsak halleri de ayrı hoşuma gidiyordu. Ona sorsalar asla kabul etmezdi. Her zaman derli toplu olduğunu iddia ederdi. Belki de benim yanımda dağıtıyordu. Bir kere baş başayken yarım yamalak itiraf ettirmiştim. Bilerek yaptığını. Benim onunla ilgilenmemin hoşuna gittiğini. Tabii bunu tam olarak ne manada söylediğinden asla emin olamazdım. Sonuçta o itirafın geçerliliği bile şaibeliydi. Çünkü an itibariyle beynine kan giden bir zaman diliminde değildik.
"Al şunu giyin."
Gözlerini açıp, şebek gibi sırıtarak doğruldu.
"Adamsın lan."
Ben daha fırsat bulamadan, başımı çekip, kafamın üstünü öptü. "Götüm donmuştu valla."
Kumaşı üstüne geçirmiş, şimdi kollarını ovuyordu, "Oh be. Resmen soğuktan ölecektim." derken gözlerini üstümden çekmiyordu.
"Ben böyle salakça bir ilişki görmedim."
"Sana soran olmadı, kıskanç piç. Kanka benim cihaza bağlansana, az kaliteli müzik dinleyelim."
Hep bir ağızdan itiraz ettiğimizde ise hepimize saydırıp, kapüşonu kafasına geçirdi.
"Kaç saat yolunuz kaldı?"
"En az iki saat sürer. Batu bana sigara yaksana."
"Emredersiniz kaptan. Ali, paket senin oralarda olacak. Çantanın ön gözünde."
"Siyah olan mı?"
"Aynen."
Çantayı kucağıma alıp, ön gözü açtığımda iki paket kondom kucağıma düştü. Bir an kalakaldığım için elimdeki paketlerden biri çekilene kadar bir şey diyemedim.
"Kanka bu nedir?"
Batu arkasını dönüp, Özgür'ün elindekini görünce gururlu dayılar gibi sırıttı.
"Pis ellerini malımdan uzak tut bebeğim. Var birkaç planımız."
"Senin planın var da, karşındaki şanslının haberi var mı?"
Hafta sonu için Batu'ların yazlığına gidiyorduk. Herifin ailesi leş gibi zengindi. Aslına bakılırsa aralarındaki en fakir bendim. Ailesi olmayacağı için az kafa dinleyip dağıtacaktık biz bize. Ama anlaşılan Batu'nun başka planları varmış.
"Kızları mı çağırdın? Biz bize olmayacak mıyız?"
"Yok ya. Bizim yan evde parti olacak bu hafta sonu. Ozo söyledi."
"Ozo?"
"Ozan. Hatırlamadınız mı lan? Sizi bir kere tanıştırmıştım. O nerd gitmiş yerine atletik bir süper model gelmiş. Neyse bunun kuzeni var. Şeyma. Hatun taş. Ben de ne olur ne olmaz dedim, tedbirimi aldım. Alicim paketi çocuğun elinden alıp yerine koyar mısın?"
Elindeki pakete uzandığımda, benimkinin yüzü abuk bir hal almıştı.
"Ne oldu lan?"
Bana ters bir bakış atıp, kutuyu Batu'nun kafasına fırlattı.
"Özgür?"
"Hayvan mısın abi? Ben ne yaptım şimdi?"
"Atletik herifleri çağırmadan bana sordun mu ulan?"
Anırarak gülmemek için kendimi zor tuttum çünkü bir de bu vardı. Şu cool ve güya gizli kıskançlığı.
"Ne alaka?"
"Ben sana alakayı sonra anlatırım. Hele bir o ozon tabakası gelsin. Bak bakalım neler oluyor. Çok meraklıysan siktir olup kendin gidersin. Di mi aşkım?"
"Yo, bence de az partilemek keyifli, sosyalleşmiş oluruz hem... şaka şaka. Batu! Sen ne hayvan bir herifmişsin de haberimiz yokmuş. Öyle partiler, kızlar, prezervatifler falan. Bizim sevgilimle seviyeli bir ilişkimiz var. Ve seks ve çağrıştıran şeylerden hiç haz etmiyoruz. Oldu mu?"
"Geç dalganı. Geç bakalım. Gün olur devran döner ama çilli. Batu. O tabakayı peşimize takarsan ağzına sıçarım."
"He ya, dünyada bir tek siz sevişin kardeşim. Biz fotosentez yapalım. Dağhan ne diyor bu?"
"Mola verip, bira mı içsek? Susadım."
"İki dakika huzurla manzarayı izliyordum, sikip attınız. Tebrikler."
Batu ve Dağhan kendi aralarında sigara, bira tartışmasına koyulduklarında, tekrar yanımda küskün küskün manzarayı izleyen aptala döndüm.
Uzanıp, elini tuttuğumda en başta hiç oralı olmadı. Ta ki kulağına eğilip, en sevdiği pozisyonla ilgili sözümü duyana kadar, sonrasında attığı karakter de trip de duman oldu.
*
![](https://img.wattpad.com/cover/282700572-288-k956192.jpg)