Part 3

289 28 64
                                    

İyi okumalar

.

.

.

Ertesi sabahın serinliğinde, Felix üzerindeki üniformanın düğmelerini kontrol ederken derin bir nefes aldı. Eğitimdeki yoğun geçen ilk günün ardından, bugün yaşanacaklarla ilgili bir tür heyecan ve endişe hissediyordu. Avustralya'dan geldiği için evraklarında bazı sorunlar çıkmıştı ve bu nedenle komutanların odasına gitmek zorundaydı. Birkaç derin nefes daha aldıktan sonra, odanın önüne doğru ilerlemeye başladı.

Komutanların odasına yaklaştıkça, içeriden gelen sesleri fark etti. Bang Chan Komutan ve Hyunjin Komutanın konuşmalarını duyabiliyordu. Kapıyı tıklamadan önce, istemeden de olsa konuşmaları dinlemeye başladı.

Hyunjin'in sesi net ve kararlıydı. "Bang Chan, o sarı saçlı çocuğu kendi takımımda istemiyorum," diyordu. Felix'in kalbi bir an için duracakmış gibi oldu. Kendisinden mi bahsediyordular? "Kendi takımına alamaz mısın?"dedi Hyunjin komutan.

Bang Chan'ın cevabı daha sakindi ama bir o kadar da kararlıydı. "Hyunjin, kura çekerek takımları oluşturduk. Bu, tüm askerlerin adil bir şekilde dağıtılmasını sağlıyor. Onun ismi Felix. Felix'i kendi takımıma almak gereği görmüyorum."

Hyunjin'in sesi daha da yükseldi. "Ama o farklı, Bang Chan! Takımımın uyumunu bozacak hissediyorum."

Felix, bu konuşmaları duydukça içindeki endişe daha da büyüyordu. Hyunjin'in onu takımında istemediğini bilmek, onu şaşırtmıştı. Ama aynı zamanda, Bang Chan'ın kararlılığı ona biraz da olsa güven veriyordu.

Bang Chan bir süre sessiz kaldıktan sonra tekrar konuştu. "Hyunjin, neden ısrar ettiğini bilmiyorum. Felix'in de bu ekibin bir parçası olması gerekiyor. Eğer tatlı görünümü yüzünden onun zayıf olduğunu düşünüyorsan, yanılıyorsun. O gayet güçlü. Bu gün çok kez şahit oldum."

Hyunjin, derin bir nefes alarak karşılık verdi. "Hayır sorun o değil." Hyunjin nedenini anlatamazdı. Bang Chanın vazgeçmeyeceğini gördüğünde sinirle nefes verdi. "Peki, Bang Chan. Changbinden soracağım. Sen hiç yardımcı olmadın."

Felix, bu konuşmayı duymanın verdiği karışık duygularla kapıya tıkladı. İçeriden gelen "Gir!" sesiyle içeri adım attı. Bang Chan Komutanın yüzündeki hafif tebessüm, Felix'e biraz da olsa rahatlama hissi vermişti. Hyunjine ise merakla bakıyordu.

Hyunjin ise gördüğü güzel yüzle olan bütün sinirinin biraz da olsa geçtiğini fark etti. Gerilen kasları gelişi ile gevşemişti. Bunu istemsizce yapıyordu. Fark ettiği anda bakışlarını ondan çekti ve ondan biraz uzakta olan masasına adımladı. 

"Evraklarında bir sorun olduğunu duydum, Felix. Hadi, bunu birlikte halledelim," dedi Bang Chan ve Felixin elindeki dosyayı götürüp dönen sandalyesine oturdu. Hyunjin ise onlara kısa bir bakış atıp gözlerini önündeki dosyalardan birine çevirdi.

Felix, Hyunjin komutanın neden ondan uzak durmaya çalışmasını anlamıyordu. Aklına her hangi bir sebepde gelmiyordu. "Acaba daha önce bir yerde karşılaştıkta, ben mi onu sinirlendirdim?"diye düşündü içinden. Hayır, daha önce karşılaşmamışlardı. Hyunjin komutanı ilk kez dün ilk eğitim zamanı görmüştü. Duyduğu bu söhbete bakılırsa da ya Hyunjin komutanın takımında olacaktı, ya da Changbin komutanın. 

Bang Chan'ın yanında dururken, dosyalarına bir kaç imzanın atılmasını izledi. Bang Chan komutan sonrasında sekreterini arayıp dosya hakkında bir kaç şey de konuştu. Ona gitmesini söylediğinde Felix, son bir kez Hyunjin komutana bakış atıp odadan çıkmıştı. Düşünceliydi lakin performansına yansımamasına özen gösterecekti. Yarım saat gibi sonra günlük eğitim başlamıştı.

Ejderha Felixi istiyor | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin