Part 27

166 21 26
                                    

.

.

.

Hyunjin ve Felix, izin günlerinin ardından komutanlığa dönmek üzere yola çıktılar. Saat daha 5 olduğu için uykuluydu Felix. Hyunjin onu zorla uyandırıp arabaya bindirmişti. Bir kaç günlük tatilin ardından yeniden disiplinli ve yoğun bir ortama dönmek üzereydiler. 

Felix, yol boyunca sessiz kaldı; Hyunjin'in yanında olmanın verdiği güvenle ama bir yandan da içindeki karmaşık hislerle mücadele ederek komutanlığa vardılar. İkisi de görevlerine yeniden odaklanmak zorundaydı.

Komutanlığa vardıklarında, Felix odasına gitmişti. Oda arkadaşı Jeonjin'in izinden henüz dönmediğini fark etti. Eşyalarını yavaşça yerine yerleştirdi, dolaplarını düzenledi ve sonunda yatağına uzandı. İzinden yeni dönmüş olmasına rağmen, hala dinlenmeye ihtiyaç duyuyordu. Zaten pek dinlenememişti ki. Gözlerini kapatıp birkaç dakika dinlenmeye çalıştı.

Kapının açılmasıyla Felix irkildi. İçeri Jeonjin girdi, yüzünde hafif bir gülümsemeyle. "Selam Felix! Tatilin nasıldı?" diye sordu.

Felix gülümseyerek karşılık verdi, "İyiydi. Dinlenmek güzel geldi. Senin nasıldı?"

Jeonjin yatağına oturdu ve sırt çantasını yere bıraktı. "Benimki de fena değildi. Ailemle vakit geçirmek her zaman iyi geliyor," dedi. Bir süre sohbet ettikten sonra ikisi de dinlenmek için yatağa uzandılar. Bir kaç saat sonra eğitime başlamak zorundaydılar.

Eğitim saati geldiğinde, Hyunjin, takım komutanı olarak sabah kontrolünü yaparak askerleri sıraya dizdi. Herkesin disiplinli ve hazır olduğundan emin olduktan sonra eğitime başladı. Hyunjin, sabah kontrolunu yaparken gözleri sürekli Felix'in üzerindeydi. Ona ekstra dikkat ediyordu, çünkü Felix'i onun için özeldi.

Eğitim alanına vardıklarında, Felix'in dikkati Minho ve en yakın arkadaşı Jisung'a kaydı. Normalde neşeli ve enerjik olan ikili, bugün oldukça sessiz ve mesafeli görünüyordu. 

Felix, onların yanına giderek ne olduğunu sordu. Jisung, "Sonra anlatırım," diyerek konuyu kapattı. Felix, Jisung'un bu halinden bir şeylerin ters gittiğini anladı ama daha fazla üstelemedi.

Eğitim boyunca Hyunjin, Felix'e ekstra dikkat etti. Her hareketini izledi, her adımında yanında olmaya çalıştı. Felix'in performansını değerlendirirken ona rehberlik etti ve gerektiğinde düzeltmeler yaptı. Hyunjin'in bu ekstra ilgisi, Felix'in moralini yüksek tutmasına yardımcı oluyordu. Hyunjin'in sessizce onu desteklediğini bilmek, Felix'e güven veriyordu.

Gün boyunca süren eğitim, askerlerin fiziksel ve mental olarak sınırlarını zorlamıştı. Hyunjin, her zaman olduğu gibi, disiplinli ve sıkı bir komutan olarak eğitimleri yönetti. 

Askerlerine gerektiğinde sert, gerektiğinde ise destekleyici bir tavırla yaklaşarak onların en iyi performansı sergilemelerini sağladı.

Eğitimin sonunda, Felix yorulmuştu ama aynı zamanda kendini daha güçlü hissediyordu. Jisung'un yanına giderek, "Şimdi anlatacak mısın?" diye sordu. 

Jisung, derin bir nefes alarak, "Hadi odada konuşalım." dedi. Felix, Jisung'u onaylayıp birlikte odaya doğru adımlamaya başladılar. Odaya vardılarında o, Jisungun yüzündeki endişeyi gördü ve ona destek olmak için omzuna dokundu.

"Anlat?" dedi.

"Bak, biz dağa çıktık ya. Sonra gece oldu, çadır kurduk işte."

"Ee? Meraklandırmasana." Jisung söylemekle söylememek arasında gidip geliyordu. Nasıl söyleyeceğini bile bilmiyordu. 

Ejderha Felixi istiyor | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin