.
.
.
Ertesi sabah, Hyunjin her zamankinden daha zinde uyandı. Kendini harika hissediyordu; hem fiziksel hem de ruhsal olarak güçlüydü. Felix'in üzerinde hala kendi kokusunu duyabiliyordu ve bu, onu keyiflendiren küçük bir detaydı. Yataktan kalkarken, enerjisinin her hücresinde yankılandığını hissediyordu.
Giyinip eğitim alanına doğru yol alırken, adımlarındaki kararlılık ve güç gözden kaçmıyordu. Eğitim alanına girdiğinde, askerlerine her zamanki disiplinli ve kararlı duruşuyla selam verdi. Eğitimin başlamasıyla birlikte, Hyunjin'in komutları ve hareketleri daha bir belirgin hale gelmişti. Antrenmanın her aşamasında, liderliğinin ve gücünün zirvesinde olduğunu hissettiriyordu.
Felix, Hyunjin'in bu yeni enerjisini hemen fark etti. Eğitim boyunca Hyunjin'in fazladan güç kullandığı birkaç an oldu. Aniden bir kum torbasını yerden kaldırıp fırlatışı, savaş manevralarındaki çevikliği ve hatta bir dizi zor hareketi yaparken gösterdiği ustalık, hepsi Felix'in dikkatini çekti. Hyunjin, adeta farklı bir seviyedeydi.
Felix, Hyunjin'in bu güçlenmesini izlerken, onunla gurur duydu. Her hareketi, her komutu, Hyunjin'in liderlik vasıflarını ve gücünü yansıtıyordu. Felix, kendini daha fazla motive olmuş hissediyor, Hyunjin'in gücünün kaynağını merak ediyordu.
Eğitimler devam ederken, Hyunjin askerlerini yeni bir operasyona hazırlamaya başladı. Detaylı planlar yapıyor, stratejiler üzerinde çalışıyor ve askerlerinin en iyi şekilde hazırlanmalarını sağlıyordu. Bu yoğun dönem, Hyunjin'in Felix'le birebir ilgilenmesini zorlaştırıyordu. Ancak Hyunjin'in gözü her daim Felix'in üzerindeydi. Felix'in performansını ve davranışlarını dikkatle izliyor, onun güvende olduğundan emin oluyordu. Her gece mutlaka yanına gidip kontrol ediyordu. Ellerini saçlarına sürmediği bir gün bile yoktu.
Bir gün, eğitim sahasında Felix, yüksek bir parkurda çalışırken Hyunjin uzaktan onu izledi. Felix'in her adımı, her hareketi, Hyunjin'in gözünden kaçmıyordu. Felix, Hyunjin'in gözetimi altında olduğunu bildiği için daha dikkatli ve özenli davranıyordu. Hyunjin, Felix'in gelişimini ve çabalarını takdir ediyor, onunla gurur duyuyordu.
Eğitim aralarında, Hyunjin bir köşeden Felix'i izlerken, içindeki koruyucu duygular daha da güçleniyordu. Her ne kadar operasyon hazırlıkları yoğun olsa da, Felix'in güvenliği ve sağlığı Hyunjin için öncelikliydi. Onun güvende olduğunu bilmek, Hyunjin'in içini rahatlatıyordu.
Günler geçerken, Hyunjin'in güç ve liderlik gösterileri, askerler üzerinde derin bir etki bıraktı. Felix ise, Hyunjin'in bu yeni enerjisi ve gücünden etkilenmiş, onunla gurur duyuyordu. Hyunjin'in varlığı, Felix'in içinde güven ve huzur duygusu yaratıyordu. Her ne kadar birebir ilgilenmek için zaman bulamasa da, Hyunjin'in gözleri her zaman Felix'in üzerindeydi ve bu, Felix için yeterliydi. Ya da öyle sanıyordu.
Bu gün saçlarına dokunmayan elin yokluğunu fazlasıyla hissetmişti Felix. Eğitim alanından ayrıldıklarında, Felixin zihninde hep Hyunjin vardı. Eğitimler ve yoğun operasyon hazırlıkları yüzünden birlikte vakit geçirmemeleri normaldi ama onu özlemiyor muydu artık?
.
.
.
Gece vaktiydi ve Hyunjin, kendi odasında yeni operasyon üzerinde strateji geliştirmeye çalışıyordu. Masasında bir sürü harita ve çizim vardı, düşünceleri ise bu planların üzerinde yoğunlaşmıştı. İçinde bir huzursuzluk vardı; ancak bunun Felix yüzünden mi yoksa işler yüzünden mi olduğunu ayırt edemiyordu. Derin düşüncelere dalmış, önündeki çizimlere odaklanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Felixi istiyor | HYUNLIX
FanfictionEjderha lanetlenmişti. Hyunjinin bedeninde, onun duyğularından beslenerek yaşıyordu. Istediği ise bir şey vardı. O da Felix...