.
.
.
1 hafta boyunca Bangchan komutan liderliğinde eğitimler devam etti. Bangchan, sert ve disiplinli bir komutandı, ancak Felix ve diğerleri onun rehberliğinde de başarılı bir şekilde eğitimlerine devam etmiştiler.
1 haftanın sonunda, Changbin komutan geri dönmüştü. Ancak Hyunjin ortalarda yoktu. Felix, Changbin komutana yaklaşıp, "Hyunjin komutan nerede? Neden geri dönmedi?" diye sormak istiyordu. Lakin buna yetkisi yoktu. Changbin komutan geri döndükten sonra kendi takımına neden gittiğine dair açıklama yapmıştı. Takımdaki askerlerden duyduğuna göre, önemli bir güvenlik tehdidi hakkında bilgi alınmış ve komutanın bu tehdide yönelik strateji geliştirmek için başka bir komutanlığa gitmesi gerekmişti.Aradan bir kaç gün daha geçtiğinde hala Hyunjin takımının başına geçmemişti. Felix'in endişesi artıyordu. Onu arıyordu, lanet telefona ise bakan yoktu.
Üstelik Hyunjin'in ejderhasını da görmemişti. Eskiden peşini burakmayan yaratık neden şimdi yanına gelmiyordu? Bu durum onu daha da tedirgin ediyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Felix, Hyunjin'i düşünmekten uyuyamaz hale geldi. İçindeki huzursuzluk ve endişe büyüyordu. Hyunjin'in güvende olup olmadığını merak ediyordu. Kendisini sakinleştirmeye çalışarak, Hyunjin'in güçlü ve yetenekli olduğunu, geri döneceğini düşündü. Ancak, bu düşünceler bile endişesini tam anlamıyla gideremedi..
Felix, ertesi sabah eğitim alanına geldiğinde hala Hyunjin'in geri dönmemiş olduğunu fark etti. Bangchan komutanın liderliğinde eğitimler devam ederken, Felix'in aklı sürekli Hyunjin'deydi. Onun yokluğu, Felix'in içindeki boşluğu ve endişeyi daha da artırıyordu.
Eğitimlerin sonunda, Felix, Bang Chan komutanın yanına gitti. Konuya nasıl gireceğini bilmiyordu ama sormak zorundaydı. Bilinmezliklerden nefret ediyordu ve şu an tam da bir bilinmezliğin içerisindeydi. Cesaretini toplayıp nazik bir ses tonunda sordu. "Komutanım, neden Hyunjin komutan hala aramıza dönmedi?"Chan elindeki silahı temizlerken Felixden gelen soruyla ona döndü. Gözlerini silahdan çekmeden dedi. "Hyunjin komutan hastalandığı için 1 hafta izin aldı. Şu an evinde dinleniyor olmalı." Felix heyecanlandı. Acaba yine geçen seferki gibi mi hastalanmıştı?
"Durumu nasıl?" dedi endişeli ses tonunda. Felixin bu meraklı halleri Bang Chana komik gelmiş olmalı ki, ona bakıp gülümsedi ve "Sadece soğuk aldığını söyledi. Endişelenecek bir şey olduğunu düşünmüyorum."
Felix kafasını salladı ve Bang Changdan vaktini çaldığı için özür diledi ve hızla yanından ayrıldı. Onun için endişeleniyordu, onu görmeliydi. Hem hastaydısa ona ihtiyacı vardı değil mi? Bu sefer de komutanlıktan ayrılmak için güzel bir sebeb bulmalıydı. Odasına ilerlerken düşünmeye başladı.
.
.
.
Hyunjin'in evine vardığında, kapıyı açan kişi tanıdık değildi. Karşısında orta yaşlı, nazik yüzlü bir kadın vardı. "Merhaba, ben Felix. Hyunjin evde mi?"
"Merhaba. Ben onun hemşiresiyim. Şu an odasında ve dinleniyor."
"Onu görmeye geldim. İçeri geçe bilir miyim?"
"Tabi. Buyrun lütfen." Kadın, hemşire olduğunu söyleyerek içeri girmesi için Felix'e yol verdi. Felix, kalbi hızla çarparak içeri girmişdi. Hyunjin'in odasına yöneldiğinde, onu yatakta uzanmış, kolunda serumla gördü. Bu manzara Felix'in içini sızlattı. Hyunjin, yorgun görünüyordu.
Hyunjin komutanlığa döndüğünden beri kendini bitkin ve halsiz hissediyordu. Doktorlar, bir hafta boyunca dinlenmesi gerektiğini söyleyerek ona izin vermiştiler. Bu süre zarfında yatakta yorgun bir şekilde uzanırken, kolunda serum bağlıydı ve yanında hemşire onunla ilgileniyordu.
Hyunjin, Felix'i gördüğünde gözlerinde bir parıltı belirdi. Şaşırmış ve aynı zamanda sevinmişti. "Felix, burada ne işin var?" diye sordu, sesi hala yorgundu ama mutlu bir tondaydı.Felix, çantasını yere bırakarak yatağın yanına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Felixi istiyor | HYUNLIX
FanfictionEjderha lanetlenmişti. Hyunjinin bedeninde, onun duyğularından beslenerek yaşıyordu. Istediği ise bir şey vardı. O da Felix...