Part 34

116 13 40
                                    

Rahatsız olanlar okumasın lütfen!

Okuyanlara iyi okumalar!

.

.

.

Eğitim bitmiş ve saat 17:00 olmuştu. Bu gün eğitimleri erken bitmişti. Hyunjin, Felix'in yanına yaklaştı ve gözlerinde bir parıltı ile sordu, "Sen gelsene benimle." dedi ve onu odasına götürdü. Felix onu takip ederek arkasından gelmişti. Odaya girer girmez ellerini onun beline koyup Felixi kendisine çekti.

"Komutanlıktan çıkmak ister misin? Benim evimde benimle zaman geçirmek?" dedi dudaklarına doğru ama öpmedi.

Felix, Hyunjinin neden onu evine çağırdığını tahmin ediyordu. Bu gün eğitimi erken bitirmesinin de sebebi buydu.

"Ne yapacağız?" dedi Felix gülümseyerek. Ellerini komutanın güçlü omuzlarına koydu.

"Sen ne istersen." dedi ve dudaklarından çok kısa öptü. "Ama ben seni özledim." dedi sonradan. "Özlemimi gideremez miyiz?"

"Çok terbiyesizsin komutan. Beni evine neden çağırıyorsun baksana!" diye sataştı ona ve yalancı sinirle eliyle omzuna vurdu.

"Sevgilimi arzulamamın nesi yanlış? Hem başkalarıyla mı yapmalıyım?"

"Hey, Hey! Ne başkaları?!" dedi ve kaşlarını çattı Felix. Yakalarından tuttu onu.

Hyunjin onun kıskandığını görüp bundan acayip keyif almıştı. "Sadece şaka yapıyorum güzelim." dedi ve belindeki elini sıkılaştırıp onu kendisine bastırdı. "Baskası haram bana." dedikten sonra bir güzel öptü.

"O zaman gidiyoruz." dedi öpücüğünü bitirdikten sonra. Felix de gitmek istiyordu. Heyecanlıydı biraz. Onun evinde ... Düşündükçe yanakları kızardı. Lakin yine de odasına gidip hazırlandı.

Hyunjin'in aracıyla yola koyuldular.

Yolda, Hyunjin dönüp Felix'e baktı. "Erkenden geri dönmeliyiz kimsenin haberi olmaması için. O yüzden saat sabah 5'te buraya döneceğiz," dedi. Felix başını sallayarak anladığını belirtti.

Hyunjin'in evine ilk kez giren Felix, şaşkınlığını gizleyemedi. Evin güzelliği ve sıcak atmosferi onu etkilemişti. Geniş ve modern bir oturma odası, şık mobilyalar ve Hyunjin'in kişisel dokunuşları her köşede hissediliyordu. Felix, hayranlıkla etrafa bakınırken Hyunjin mutfaktan seslendi, 

"Ne yemek istersin? 3 çeşit yemek var. Bibimbap, kimchi jjigae, japchae. Hangisini yiyelim?"

"Sen uzun zamandır evine gitmiyorsun. Bunları nasıl hazırladın?"

"Ben hazırlamadım ki. Hizmetçiye yaptırdım."

"Hizmetçi? Güzelmiş" Dedi Felix dudaklarını büzerek.

"Eh, gördüğün gibi ev temiz ve düzenli. O olmasaydı bura kaosun içinde olurdu. Onu bunu boş verelim de, hangisini yemek istiyorsun? Hepsini de yiye biliriz."

"Ben bibimbap istiyorum."

"Hemen hazırlıyorum efendim." dedi Hyunjin ve yemekleri servis etmeye başladı.

Yemek yedikten sonra ikisi de birer kahve içmiş sonra da sofrayı birlikte toplamışlardı. 

Kendi evi olmamasına rağmen bulaşıkları sudan geçirdikten sonra makineye koyan Felixle gülümsedi Hyunjin. Ona yaklaşıp arkadan sarıldı.

"Hayallerimi süslüyorsun." dedi kısık bir tonda. Sonra onu kendisine doğru döndürdü. Şimdi mutfak tezgahına onu sıkıştırmıştı.

Baş parmağı ve işaret parmağı ile çenesini nazikçe kavradı. Gözlerini hafif kısıp yüzünü imcelerken, yumuşak bir şekilde tutuyordu çenesini.

Ejderha Felixi istiyor | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin