.
.
.
Ertesi sabah Hyunjin, gözlerini açtığında, saçlarında Felix'in yumuşak dokunuşunu hissetti. Felix, sırtını yatağa yaslayarak uyuya kalmıştı. Hyunjin, onunla birlikte uyuyacağını düşünmüştü, ancak Felix yanında değildi. Yine de, bu düşünce ona huzur vermişti. Daha iyi hissediyordu.
Yavaşça yataktan kalkıp Felix'in üzerini örttü, onu uyandırmamaya özen göstererek hareket etti. Felix'in uykusuz gecesinin ardından dinlenmeye ihtiyacı olduğunu biliyordu. Banyoya gidip yüzünü yıkadı, soğuk suyun ferahlığı ona canlılık kazandırdı.
Aynada kendi yorgun yüzüne baktı ve dün gece Felix'in yaptıklarının hala bir rüya olduğunu düşündü. Ancak, bu rüya değildi.
Felix, gerçekten burada, yanında olmuştu ve ona özenle bakmıştı. Onun dokunuşu, sadece fiziksel değil, duygusal anlamda da ona güç veriyordu. Felix'in yanında olmasının ne kadar büyük bir fark yarattığını düşündü. Onun sevgisi ve özeni, iyileşme sürecinde en büyük desteği olmuştu.
Banyodan çıkarken, Felix'in endişeli sesi yankılandı. "Hyunjin? Komutanım?" diye sesleniyordu, sesi hafif bir panikle doluydu. Hyunjin, hızlıca ona doğru ilerledi ve yatağın yanında durdu.
"Buradayım, Felix. İyiyim," dedi, sesinde rahatlatıcı bir ton vardı. Felix, gözlerini açıp Hyunjin'i gördüğünde derin bir nefes aldı.
"İyi misiniz?" diye sordu Felix, sesinde hala bir endişe vardı. Hyunjin'in yüzüne bakarak, onun gerçekten iyi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu.
"Merak etme, gerçekten iyiyim. Senin sayende," dedi Hyunjin, gülümseyerek. "Dün gece bana çok iyi baktın. Teşekkür ederim."
Felix, hafifçe gülümseyerek başını salladı. "Sadece size yardım etmek istedim," dedi, sesi daha sakin bir hale gelmişti.
Hyunjin "Kahvaltı yapalım mı?" diye sordu, Felix'e dönerek. Felix, gülümseyerek başını salladı ve ikisi birlikte mutfağa geçti.
Felix, mutfakta kahvaltı hazırlarken Hyunjin ona yardımcı olmak istedi ama Felix izin vermedi.. Omlet, tost ve kahve hazırladı. Felix, Hyunjin'in yanında olmanın ona nasıl huzur verdiğini hissediyordu. Hyunjin ise Felix'in sevgi dolu ilgisinin onu ne kadar mutlu ettiğini düşünüyordu.Kahvaltı masasında oturduklarında, Felix sordu. "Ejderha benim burda olmam hakkında ne diyor."
"Yatak odasında hiç çıkmamalıydık." dedi ejderha. Hyunjin bunu duyduğunda gözlerini büyüttü. Şanslıktan Felix tabağına bakıyordu. Hyunjinin tepkisini görmedi. Hyunjin dedi.
"Sabahdan beri seni övüyor bana. Senin hakkında güzel sözler söylüyor. Seni sevdiğini söylemiştim değil mi? Hala da öyle. Ve biraz minnettar."
"Neden?"
"Senin sayende daha güçlü. Son zamanlarda çok zayıf düşmüştü. Ama bu son iki haftadır iyi geliyorsun bize." dedi ve gülümsedi. Felix mutlu hissediyordu. Hyunjin Felixi iyi hissetmek için kullandığını düşünse de Felix tam aksine, sevildiğini hissediyor ve dokunuşlarını ondan esirgemek istemiyordu.
Kahvaltıyı bitirdikten sonra Felix, Hyunjin'e bakarak, "Doktorun dinlenmen gerektiğini söyledi. Şimdi tekrar yatağa dönmelisin," dedi. Hyunjin itiraz edecek gibi oldu ama Felix kararlıydı.
"Hayır, itiraz etme. Senin iyileşmen için buna ihtiyacın var," diye ekledi.
Hyunjin, Felix'in kararlılığını görünce gülümseyerek başını salladı ve yatak odasına geri döndü. Felix, onu özenle yatağa yatırdı, üzerini örtüp rahat ettiğinden emin oldu. Hyunjin'in yüzünde hafif bir gülümseme vardı. "Bana bu kadar iyi bakmana gerek yok, Felix," dedi şakayla karışık bir sesle.Felix cevap vermedi. Ona çok iyi bakacaktı.
"Ben odadan çıkayım, sen dinlen. Doktor bolca dinlensin demişti."
"Sende benim kal? Neden odadan çıkıyorsun kİ? Hadi gel beraber uyuyalım." Hyunjin bunu demiş, üstelik Felixin kollarından tutarak onu yatağa çekmeye çalışmıştı. Bununla ufak çaplı şok geçiren Felix itiraz etti ve geri çekildi. Kollarını odan kurtarıp "O bir kere olur komutanım." dedi ve güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Felixi istiyor | HYUNLIX
FanfictionEjderha lanetlenmişti. Hyunjinin bedeninde, onun duyğularından beslenerek yaşıyordu. Istediği ise bir şey vardı. O da Felix...