.
.
.
Felix, Hyunjin'in telefonunda o kızla olan yazışmaları gördüğünde kalbinde bir ağırlık hissetti. Her mesaj, her cümle, onu içten içe kemiriyordu. Kafasında dönüp duran sorular, kıskançlık ve ihanetin yakıcı acısıyla karışıyordu. Hyunjin evde değildi ve Felix, onun geri dönmesini bekleyemiyordu. Arabasına atladı ve hızla evden çıktı.
Sokak lambalarının solgun ışığında, karanlık yollarda hızla ilerlerken, zihninde sürekli Hyunjin'in o kızla olan mesajları yankılanıyordu. Bir süre sonra, Hyunjin'in evine doğru ilerleyen bir araç gördü. Kalbi hızla çarpmaya başladı.
Arabasını kenara çekip, yan aynadan aracı izlemeye koyuldu. Araç, Hyunjin'in evinin önünde durduğunda Felix'in kalbi daha da hızlandı. "Ne yani, evde benim olduğumu bile bile kız mı çağırdı?" diye sinirle düşündü.
Nefesi sıklaşmıştı. Arabasını evin yakınlarındaki ağaçlık bir alana park etti. Görünmemek için iyice içeri girdi. Ağaçların gölgesinde saklanarak, ne olacağını izlemeye koyuldu. Beklemesi uzun sürmedi; Hyunjin'in arabası göründü. Felix nefesini tuttu, kalbinin gürültüsünü duyabiliyordu.
Hyunjin aracından indiğinde, kapı önünde bekleyen kızı gördü. Kız onu gördüğü an, kollarını boynuna doladı. Hyunjin de onu büyük bir özlemle kucakladı ve alnına bir öpücük kondurdu. Felix'in gözleri dolmuştu. Her şeyin bir yanlış anlaşılma olduğunu umarak, gözlerini ovuşturdu ama manzara değişmedi. Gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladı. İçindeki acı, boğazında bir düğüm gibi oturmuştu.
Felix, bir an nefes almakta zorlandı. Gözyaşları hızla yanaklarından süzülüyordu. Her damla, kırılan kalbinin bir yansımasıydı. Hyunjin'in onu aldattığını düşünmek, canını yakıyordu. İçinde kopan fırtınalar, gözyaşlarıyla dışarı çıkıyordu. Ağlamaktan nefesi kesilmişti, kalbi bir bıçak gibi keskin bir acıyla doluydu.
Hyunjin'in yüzündeki gülümseme, Felix'in kalbini daha da kırıyordu. Onu büyük bir sevgiyle kucaklamış, alnına öpücük kondurmuştu. Felix'in içindeki sevgi ve güven bir anda yerle bir olmuştu.
Hüngür hüngür ağlarken, bir yandan da bu sahnenin gerçek olmamasını diliyordu. Gözyaşları durmaksızın akıyor, gözleri kızarmış ve şişmişti. Bu ihanetin yükü, omuzlarına çökmüş, onu adeta yere yapıştırmıştı.
Felix, kendini bir anda o kadar yalnız ve terkedilmiş hissetti ki, sanki dünya onun etrafında çöküyordu. Kalbindeki acı, derin bir yara gibi açılmıştı ve her geçen saniye daha da büyüyordu.
Hyunjin'in onu aldattığına inanmak istemiyordu ama gördükleri, her şeyi alt üst etmişti. Gözyaşları, kalbinin derinliklerinden gelen birer itiraf gibiydi; sevgisinin, güveninin ihanetle yüz yüze geldiğinin kanıtıydı.
Felix, bu yıkıcı gerçekle yüzleşirken, kalbinin kırıklığını, çaresizliğini ve derin acısını iliklerine kadar hissetti. Her şeyin bir yanlış anlaşılma olmasını dileyerek, ağlamaya devam etti.
Ama gördükleri, hissettiği acı, onu gerçeğe döndürüyordu. Hyunjin ve o kızın sarılışı, kollarını boynuna dolayışı, hepsi gerçekti ve bu gerçek, Felix'in dünyasını karartmıştı.
Hyunjin, Yeji'yi gördüğü an ona sarıldı ve alnına bir öpücük kondurdu. Yeji, onun kız kardeşiydi ve uzun yıllar İngiltere'de yaşadığı için Hyunjin'in evini bilmiyordu. Bu yüzden konum isteyip gelmişti.
Bahçede Felix'in aracının olmadığını fark etmedi. Yejiden ayrıldıktan sonra, "Gidelim, Felix'le tanışmanı istiyorum," dedi.
Yeji ise, "Sabırsızlanıyorum! Sevgilini çok merak ediyordum," dedi ve Hyunjin'den önce eve girip kapıyı çaldı. Ancak açan olmadı. Hyunjin'in kaşları çatılırken Felix'in arabasının olmadığını fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Felixi istiyor | HYUNLIX
FanfictionEjderha lanetlenmişti. Hyunjinin bedeninde, onun duyğularından beslenerek yaşıyordu. Istediği ise bir şey vardı. O da Felix...