YOL ŞEYTANI

BÖLÜM 61

Hiç tahmin etmediğim konulardan bahsederek sorular sormaya başladı. Benden cevapları beklerken, gözleri bu isteğe bilenmiş bakışlara sahipti.

Ölü hayvandan bahsettim. Ama bu durumun tesadüf ve olağan bir durum olduğunu ekledim. En azından sanrılarımı tanıyordum. Masal uydurmak konusunda kullandığı hayal gücüyle karşımda kendisini haklamaya çalışıp, işlediği suçun aksine inandırmaya çalıştığını düşünmeye başladım.

Ama öte yandan, pişmanlığım dan bahsetmişti. Kendimi suçluyor olduğumu nasıl bilmişti? Bu da tesadüf olabilir miydi? Kafam karışıyordu. Bilmediğim bir gerçeklikte sınava tabi oluyor gibiydim. İçtiğim ağrı kesicinin bana sağladığı yanılgı olabilir miydi? Kafamda gerçek ve yanılgılar karışık toz bulutları halinde dolaşıyordu. Cevabımı tam bitirmeden yeni sorular eklemeye başladı.

"Hala soruma cevap vermedin. Kendini bana kanıtlamış ve kurtuluşun olacak çözümü vereceğin cevap belirleyecek, derin yaranı ve geçmeyen pişmanlığını anlat bana" dedi.

Biraz sessiz bir şekilde düşündüm ve konuşmaya başladım.

"Saçmalıyorsun, bir pişmanlığım yok."

Cümle mi bitirdikten sonra, alerjimin olduğu kolum daha çok ağrı yapmaya başlamıştı. diğer elimde kolumu tuttum. Yüzümde acının yansıttığı ifadenin tarifi okunuyordu.

Adam kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı.

"Gördün mü? Yalan söylüyorsun. Kolunun ağrısından ve gözlerinden bu okunuyor. O anda gömleğinin kol düğmesini açtı. Birden yukarı sıvadı. "Bak" dedi.

Kolumda ki enfeksiyonun aynısı onda da vardı. Omzuna kadar tüm kolunu kaplamıştı.

"Beni kendisi için işaretlemişti. Senide onu kurtarman için. Şu kapının yukarısında olan sıvalı yeri, iki gün önce  o kaçmaya çalışırken yaptım. Uzaklaşmayı deniyordu. Durdurdum. Fakat bir süreliğine ruhani olarak etki edebileceği alana kadar gitti. Eski bir şaman dan öğrendiğim büyü ve bana bıraktığı tılsım ile orayı yaptım. Ormanda ki en yaşlı ağacın kabuğundan bir parça aldım. Ne kadar eski bir varlık varsa, bu onu çemberde tutmak için güçsüzleştiriyor. Yılanın derisinin içine sözleri yazdım. Sonra bir taşa sarıp üstüne hapis tutucak şekli çizdim. Doğadan geleni, doğanın gücünü kullanarak def edebilirsin."