Oturduğum koltuğun karşısına sandalye çekti. Öne doğru eğildi. Dirsekleri dizlerine koyup gözlerini bana çevirdi. Dikkatli baktığım da yaşının yetmiş ve yetmiş beş arası bir yerlerde olduğunu tahmin ediyordum. Yaşını sorma gereği duymadım. Yavaş konuşuyor ve ağır hareket ediyordu. Cümlelerini net bir biçimde kuruyordu. Sorgu masasında ki polis edasıyla sorular sormaya başladı. Bir an gözü parmağım dan başlayıp bileğime kadar uzanan alerjik lekeye takıldı. Olabildiğince erken hastaneye gidip göstermem gerekiyordu. Gittikçe yayılmaya başlamıştı.
"Anlat bakalım, bu yolda ne işin vardı? Yıllar önce navigasyon haritasından çıkarıldı. Yasaklandı ve giriş yolları kapatıldı. Sadece yıkılan ağaçların bıraktığı bu rotaya açılan bir iki tane patika vardı. Onlardan birinden mi girdin? Hepsine uyarıcı tabelalar koymuştum. Yolun bozuk ve yasak olduğuna dair. Onları fark etmedin mi? Bu taraflarda, ormanın bu kadar derinliğinde yaşayan kimse kalmadı. Seni uyarmadılar mı?"
Sudan biraz daha içtim. Biraz güç bir ses tonuyla evet dedim. Ve konuşmaya devam ettim.
"Uzun bir yolum vardı. Haritalarda burası gözükmüyordu. Fakat bu rotayı bilen bir arkadaşım vardı. Bana o anlatmıştı. Eğer ki bu ormanın içinden geçen yoldan girersem, gideceğim yere en az iki saat daha erken varıyor olacaktım. Yani daha doğrusu planım oydu. Fakat işler göründüğü üzere pek umduğum gibi gitmedi. Aslında dikkatli idim. Fakat ormanın atmosferi ve birkaç duyduğum ses dikkatimi dağıttı. Hepsini bir anlığına hayvan sesleri olarak algılıyordum. Tekinsizlik ve sessiz bir sürüş kabileyeti kör etti. Buraya gelmeden önce birkaç kişi ile konuştum. Beni uyardılar. Ama bilirsin işte düşüncelerim burdan geçmem konusunda beni ikna etti. Ya da ben öyle hissettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL ŞEYTANI
HorrorPişmanlık bilmediğin korkuların uçurumunda en karanlık gecede yatar.