Bitkin bir ses ile
"Yardım et bana! Beni buraya zincirle di. Ne kadar olduğunu bilmiyorum ama uzun bir süredir burdayım. Lütfen beni çöz. "
Ayak ve el bilekleri zincirin sıkı olmasından kaynaklı derileri soyulmuş, yara içindeydi.
"Seni çıkaracağım merak etme" dedim.
Elimde ki anahtarlar ile zincirlerin kilitlerini açmaya çalıştım. Ama bir işe yaramıyordu. Bunlar uyumsuzdu. Oysa elimdeki anahtarların burda olan bütün kilitleri açacağını düşünmüştüm. Beklemesini ve sessiz kalmasını söyledim. Yukarı çıkıp kesici bir alet bulmayı ümit ediyordum. Işığı aldım. Olabildiğince hızlı merdivenlere yöneldim. Ama yukarıda eksik olan birşeyler vardı. Artık ihtiyarın nefes sesini duymuyordum.
Merdivenlerin yarısına geldiğimde onu gördüm, karşımdaydı.
"Sana kapıyı açmaman gerektiğini söylemiştim değil mi?" dedi.
Korkudan kitlenmiştim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sessizliğe bürünmüştüm. İki elini uzattı. Kollarımdan tutup beni sürükleyerek yukarı doğru çekmeye başladı. Ayağımın acısı, zihnime en derin ve keskin şekilde ulaşmıştı. Beni tekrardan koltuğa bıraktı.
"Burada bekle ve birşey yapma. Sana herşeyi açıklayacağım. Önce bozmuş olduğun çemberi düzeltmem gerek. Sonrasında seni bu olanların nedenine ikna edeceğim. En zor kısmı orası" dedi.
Ardından bodruma indi. Birşey düşünemiyordum. Ne tepki vereceğimi de sadece, bodrumun açık kapısına bakıp tepkisiz bir şekilde bekliyordum. Birini esir etmiş katil veya sadist bir adamın evindeydim. Soğukkanlı olmaya çalışıyordum. Ama korkum ve endişem tekrardan beni ele geçiriyordu. Her şeyin açıklaması var derken neyi kast etmişti? Ne demek istiyordu? Sosyopat kişilikleri biraz okumuştum. Duygusuz katillerin ne kadar profesyonel olup kendi belirledikleri doğrulara inandıklarını. Ne açıklama yapabilecekti. Herşey bütün çıplaklığıyla ortadaydı.
Bu noktadan sonra aklımda oluşan tek fikir kızı alıp burdan uzaklaşmaktı. Ve bu caniyi ihbar etmek. Ama elim kolum bağlanmış gibiydim. Hızlı hareket edecek durumum yoktu. Telefonum kırılmış halde, motosikletim arızalıydı.
O esnada adamın ayak seslerini duydum. Bodrum katından yukarı çıkıyordu. Onu gördügüm anda şunu fark etmiş oldum. Uykuya giderken ki kişiliği ve yüz ifadesinden eser yoktu. Sırtını döndü, kapıyı kilitledi. İşaret parmağını kaldırdı.
"Sakin ol" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL ŞEYTANI
HorrorPişmanlık bilmediğin korkuların uçurumunda en karanlık gecede yatar.