BÖLÜM 44

63 1 0
                                    

Tuhaf olan ise üstünde ki kıyafetlerin çok eski zamanın giyimine ait olmasıydı. Zamanda kaybolmuş bir gezgini andırıyordu. Bu zamanda gaz lambası kullanmak ve onun ışığıyla aydınlanmak. Bunu yapan kaç kişi kalmıştı? Modern zamanın sağladığı kolaylıktan çok uzak bir eylem idi. Ama bunların dışında adamın davranışı hoş görü ve insaniyet barındırıyordu.

Kolumu omzuna atmamı istedi. Çitin kapısına doğru ilerlemeye başladık. Olabildiğince hızlı bir şekilde vardık. Biraz beklememi söyledi. Motosikleti elle sürüyerek yanıma doğru gelmeye başladı. Karanlık bu yere o kadar hakimdi ki gaz lambası veya aydınlatabileceğiniz bir ışığın olmadığı her yer, görme yetinizin alındığına dair sizi şüpheye düşürecek kadar yokluk var ediyordu. Bir anlığına elimdeki lambayı etrafımda görebileceğim mesafeyi öğrenebilmek için çevirmeye başladım. O esnada evin tam karşısında olan kum birikintilerini fark ettim. Ufak dağ gibiydiler. Biraz daha yaklaşmaya çalıştım. Bir kaç adım attım. Tüm dikkatimi toplayıp baktığımda, öbek öbek kumların kazılmış olan büyük ve küçük çukurlara ait olduğunu fark ettim. Çukurlara bakarken, adam elini omzuma koydu. Bir anlığına irkildim. Korkutmak istemediğini söyledi. Fakat çukurları fark ettiğimi anlamıştı. Oranın dikkatimi çektiğini söyledim. Neden bu çukurların kazıldığını sordum. Gaz lambasını elimden aldı. Tekrardan kolumu omzuna atmamı söyledi. Eve doğru döndük ve ilerlerken anlatmaya başladı.

"Burası çok eski zamanda kalma ve ayak izlerine ait bir bölge. Biraz düşünürsen tahmin etmen olası olucak ki bunu bilen bir kaç kişi ve daha fazlası, kendi çıkarları için, değerli eşya ve hazine bulmayı umarak her noktasına kazma kürek vurdular. Gelirken yolda gördüklerin ve bu çukurlar o aç gözlülüğün kalıntılarını bıraktığı fosiller. İnsanlar kaybolmaya başladıklarında, bana kalırsa doğa kendince önlem almaya başladığı anda, korkaklar kazma küreklerini bırakıp uzaklaştılar."

YOL ŞEYTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin