Sağ elini omzuma koydu. Birşey söylemeye hazırlanıyordu. Tam o anda yerden çekici aldım. Bir anda eline vurdum. Acı içinde kolunu geri çekti. Cebimden şırıngayı çıkardım. Onuda iğnesi ile birlikte omzuna sapladım. Geriye doğru acı içinde birkaç adım attı. Kendimi öne doğru koltuktan ileri bıraktım. Sakat olan ayağına da çekiçle bir darbe indirdim. Sersemledi, yürüyemeden omuz üstü yere düştü.
Ayağa kalktım. Olabildiğince hızlı tüfeğe doğru ilerledim. Ayağımdan tuttu. Birşeyler söylemeye çalıştı.
"Evlat sakın... Zincirlerini çözme, çemberi bozma."
Ayağımı sert bir şekilde çektim.
"Hadi ordan ihtiyar! Deliliğini kontrol altına almaya çalıştım. Sana yardım etmek için elimden geleni yaptım. Açıklamaya çalıştım. Fakat tedaviyi kabul edemeyecek kadar kendini düşlerle zehirlemişsin. Senin gibi hayal gücü yüksek bir psikopatı sadece böyle durdurabilirdim. Ruhunu bilinmedik rüyalarda geziye çıkarmışsın. Şizofrenik hayal gücünle bu evde tıkılı kalmışsın. Kim bilir daha kaç tane cana kıydın? Şimdi ben seni teslim edene kadar, yardım getirene kadar bu şekilde bekle. Aşağı indikten sonra senin için tekrar yukarı çıkacağım."
Elime silahı aldım. Bodrum kapısına doğru yöneldim. Topallayarak olabildiğince hızlı ilerlemeye çalışıyordum. Kapıda duran, içine bitkiler ekilmiş iki tane kavanozu tekmeyle uzaklaştırdım. Çekiçle vurarak tek tek bütün kilitleri kırdım. Ayağımın ağrısı artmıştı. Aynı şekilde alerjinin olduğu kolumda ki ağrıda paralel bir şekilde artıyordu. Yavaşça basamaklardan aşağı inmeye başladım. Duvara asılı olan gaz lambasını aldım. Kıza yaklaştım. Başı öne eğilmiş, gözleri kapalı bir şekilde hareketsiz duruyordu. Yanına kadar gittim. Maskesini çıkardım. Öksürdü ve konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL ŞEYTANI
HororPişmanlık bilmediğin korkuların uçurumunda en karanlık gecede yatar.