Ama herşeye rağmen gerekirse yolu uzatma mı ve orayı kullanmayacağıma söz vermemi istedi. Bende içi rahatlaması için onun duymak istediklerini söyledim.
Kuşku, merak ve kararsızlık içimde savaş halindeydi. Karavanın ordan uzaklaşırken dönüp arkama baktım. Karanlıkta eriyip biten mum ışığına benzer şekilde gözden kayboluyordu.
Sakin ve derin düşünceler bütün ağırlığını verip kafamın içinde dolaşırken motosikletimi sürmeye devam ediyordum. Denizden gelen rüzgar, yosun kokusu, yıllanmış ağaçların yapraklarının sesi ve sağladıkları keskin soğukluğu hissediyordum. Doğanın kalbine dokunuyor gibiydim. Eski zamanlara şahit olmuş bu kadim ağaçların bana armağanı idi.
Yakınlaşmıştım, karar vermem gereken noktaya varmıştım. O yolun girişine yirmi dakika mesafem kalmıştı. Ya geçip gidecektim. Ya da zıtlık şeytanına kendimi feda edecektim. Oraya vardığımda son kararımı vermiş olacaktım. Ama geçip gidersem ve gözlerimin şahit olacağı bir örüntüye sahip olamazsam, düşüncelerimin dışarı çıkmaya çalışan idam mahkumu gibi beni zorlayacağına emindim. Saplantılı noktamın getirdiği delilik eşiğini bariz bir şekilde hissedebiliyordum. Bu bana hem korkutucu hem de kararlı bir zihnin kapılarını açıyordu. Belki de şuanda eski kaşiflerin keşif ilhamını içimde dolandırıyordu. Bu duyguyu tarif edemiyordum. Beni kendime benden daha iyi anlatan yazarlar ve kitaplar tanımıştım. Ama bu his farklıydı.
Başına gelen kötü şartlar ve deneyimler seni keskinleştirir. Fakat deneyimlere yakın olduğun her vakitte, sana bir bulantı bırakır. Belkide mutlu olmak mutsuzluktan bir adım öndedir. Herşeyin olabilme ihtimaline dayalı olup, kesinlik anlamına gelmeyeceği gibi. Mutlu olmak sebat ettiğin bir süreçtir. İsteklerine ulaşmak değil, anları yakalamaya çalıştığın serüvenin tarifidir. Arayış aklı zinde tutar. Sorgulamak doğrulara yapacağın manevraları görmeni sağlar. Birçok güzel başlayan hikaye aynı rayda devam edebilir. Fakat bir çoğu büyüttüğü öfke ile değerlerini yok eder. Ama şöyle bir etken de vardır, bir kişi gerçeklerden kaçarken bunu da gözden kaçırıyordu. Kendi dünyası dolu olan bir insanı, ilmini genişletmeye adanmış bir hayatı yokluğunla üzüp dağıtamazsın. Buz dağının bir parçasının kopması yerini oynatmaz. Gerçek sevgiyi gösterebilen bir insanın bıraktığı ize başkası dokunamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL ŞEYTANI
HorrorPişmanlık bilmediğin korkuların uçurumunda en karanlık gecede yatar.