YOL ŞEYTANI

BÖLÜM 56

Bir süre sonra odasına girmişti. Tekrardan başımı geriye yasladım. Ayağımın ağrısı oldukça artmıştı. Uyuma ihtimalim olabilmesi için gözlerimi kapalı tutuyordum.

Bir süre sonra gözlerimi açtım. Sola doğru yöneldim. Ayağa kalkmak için doğruldum. Adamın bahsettiği ağrı kesiciye uzanmaya çalışıyordum. Söylediği gibi üçüncü raftaydı. Tatmadan önce kokladım. İçinde nane ve kekik olduğunu fark ettim. Seçemediğim bir kaç tane çiçek ve bitki kokusu daha vardı. Tadı kötü olacak gibi bir izlenim veriyordu. Bir dikişte içtim. Tahmin ettiğim gibiydi. Tadı acıydı. Fakat mide bulandırıcak kadar keskin ve rahatsız edici bir yanı yoktu.

Tehlikeli mi? Değil mi? Bunlara karar veremeyecek kadar acı içindeydim. Eğer bana iyi gelme ihtimali varsa, bu bitkisel karışımlı ağrı kesiciyi içmem için bir neden var etmiş oluyordu. Kemiğin ilk kaynama evresini atlatacak her yardıma ihtiyacım vardı.

Saat gece birdi. Adamın uyurken ki derin nefeslerini koridor boyunca duyuyordum. Zaten bu eski ahşap evde biraz kulak kesilirseniz karıncanın bile ayak seslerini duyma ihtimaliniz yüksekti. Sessizlik evin içerisine ve dışarıda ki geceye tüm gücüyle hükmediyordu.

Evet buydu. Kimilerinin kendini önemsiz hissettiği, kimilerinin ise kendini inzivaya çektiği o yalnızlığın cezbedici noktası. Bu bana bir kadını sevmek gibi gelirdi. Eğer size iyi gelen tek bir yanını sevip ona bağlanırsanız, bencillik etmiş olursunuz. Sizin görmesini istediği diğer çiçek açmış özelliklerinde kendinizi boğulmuş gibi hissedersiniz. Ama göremeyecek kadar kör oluşunuz, tek bir güzelliğine bağlanmış arzunuzdur. Bir kadını herşeyi ile severseniz yalnızlığında bile hislerinden öpersiniz. Herşey sizin kararlarınız ve sadakatiniz ile dolaylı yoldan bağlıdır.

İnsanların çoğu başına olumsuz bir olay geldiğinde bunu kaderin suçuymuş gibi anlatır. Ya da bir başkasının engel olduğundan bahseder. Ama başkalarını etkilediği ve kendi başarı olarak gördüklerini anlatırken bir ortak veya yardımcı dan söz etmez. Bazı ruhlar ilgi bağımlılığına esir düşmüştür. Kendileriyle barışamayanlar ve bu iki yüzlülüğe sahip olanlar, hayatlarını pişmanlıklarıyla bitirirler.