B. 24

1.1K 140 99
                                    

Kendi kendine kıkırdıyan çocuğa şüphe ile baktı Yağız.

Sen bir haltlar karıştırıyorsun da çıkar kokusu. Kızıcağım işe girmezsin dimi güzelim.

Hayırsız hiç bir işe girmem kocacım.

O dilini yerim çocuk uslu dur, uslu.

Ben çok akıllı ve uslu bir ağayım ağam!

Öylesin Rıza ağam su hazır gel bakalım.

_______________________________________

Sabah sabah Rıza çok enerjikti. Kahvaltılıkları ağzına dolduruyor, bu hali ile sincapları kıskandırıcak kadar sevimli olduğundan bir haber Yağızın ağzını sulandırıyordu.

Yavrum yeter ama boğulucan az yavaş ye. Sanki devlet dairesi lan kapattırım gerekirse mağazayı ne bu telaş?

Rızanın anında gözleri dolmuştu. Çatalı elinden bırakıp zorlukla yutkunup ağzındakileri midesi ile buluşturdu.

Yağız kafasına yediği şaplakla höykürdü.

Ahhhh... Noluyo ana ne vuruyorsun?

Hanım ana: Rızam güzel gözlüm salak ağanın niyeti kötü değil doldurma pınarlarını.

Rızammmm yavrum valla öküzüm ya ben anam haklı hihhh ağlama güzelim.

Hıçk çok şişkoyum dimi? Hıçk yedikçe yiyom! Ana çirkin mi oldum ben. Niye kızıyor bu ağa bozuntusu bana?

Hanım ana: Oyyy oğluşum ne çirkini minicik bişisin. Ne kilosu hem bebeklerin için ne demek yememek? Ben dövücem onu sen ağlama hadi ye oğlum.

Hıçk yemem artık. Gitmiycem hiç bir yere! Yanına yakışmam ben şimdi ağamın!

Lan ben dilimi kopartıcam! Güzelim affet meleğim valla korktum çok acele ettin diye. Ne yiyorsun kuş kadar bişi zaten.

Yeliz: Rızam gel yüzünü yıkayalım sonrada pankek isteyelim mutfaktan çok canım çekti ne dersin?

Gözleri parladı oğlanın. Pankeke zaafı vardı artık. Çok seviyordu yemeyi. Alttan ağasına baktı ne diyecek diye çekiniyordu şişko oldu diye beğenmezse onu diye.

Arzu hızlıca ağanıza pankek yapın. Hasan'a de çarşıdan çikolata sosu kapıp gelsin. Rızam hakiki çikolata ile çok sever yemeyi.

Yiyim mi? Çirkin olurum ana yersem?

Benim bebeğim hep çok güzel. Hem üç kişilik Yemen lazım! Sen daha yarım kişilik zor yiyorsun.

Öyle mi yapıyorum? İyi burnum akıyo yıkayıp geliyim, yerim tam üç kişilik.

Ye tabi yavrum. Şifa olsun benim bebeklerime.

Bazen Rıza tam bir bebek oluyordu ve Yağız onu ısıra ısıra yemek istiyordu. Onlar çıkınca Hanım abası ters ters baktı oğlana.

Hanım ana: Bana bak orada bir üzdüğünü duyayım oğlanı bir hafta vermem koynuna hasret kalırsın sıpa!

Yağız kulağını çekip tahtaya vurdu hemen.

Tövbe de ana o nasıl lakırdı. Ne derse o kocamın istediğini alıcaz elbet.

Hanım ana: Aferin böyle söz dinle.

Rıza sofraya döndükten sonra önüne konulan pankekleri afiyetle midesine gönderdi. Yanında buz gibi soğuk sütünü de içmeyi ihmal etmedi.

Ohhh çok doydum. Dişimi fırçalıyım hemen çıkalım olur mu kocacım?

Olur güzelim nasıl istersen öyle yapalım. Yeliz'in hazırsın dimi abicim?

Yeliz: Hazırım abim çantamı alıp geliyorum hemen.

Yelizim çok güzel olmuşsun. Başımı derde koyucan böyle güzellikle kardeşim.

Yeliz: Kim Yağız ağanın helaline, kardeşine yan gözle bakabilir? O gözleri oyar benim abim.

Oyarım tabi, yalnız kardeşimin gönlünü çalan ona baka bilir. Oda henüz yok dimi?

Yeliz: Ben kaçtım geliyorum hemen.

Ana yok demedi bu cadı? Senin bildiğin bişi var da demiyormusun?

Hanım ana: Yok oğlum bilmezmisin kardeşini anca dilinde. Hayırlısı olsun hakkında kimse nasibi.

Amin anam amin.
.
.
.
Dilaverden

Boşandım boşanalı kuş gibi hafifledim. İçim yeniden umutla doldu o gün o konağa girerken keşke dedim kolumda Yelizim olaydı bizde anasına hasret gidermeye gelmiş olsaydık.

Dilara! En güzel yıllarımın katili. Sonunda o ve çıyanlığından kurtulsam da ne çare? Yelizim bana bakar mı? Üstelik artık dul bir ağayken hemde.

Yeliz'e sevdamı bile bile türlü oyunlar ile anamı kandırıp bana iftira atarak kıydırdı o nikahı. Oysa ben gönlümdekine hiç ihanet etmedim ki.

Ne öncesinde nede sonra elimi bile sürmedim o yılana. Onunda derdi aşirete hanım ağa olmaktı ya hiç sesini çıkartmadı yıllarca.

Oysa babama demiştim gidip istesek Yeliz'i diye. Verirler mi bilmem biz Allah'ın emrini iletiriz demişti. Ahhh Dilaver ne oyunlara düştün diri diri mezara girdin de gıkın çıkmadı.

Şimdi kader belkide onu bana yazar. Hayat işte Yıllardır yolu yoluma düşmemiş sevdiğimi karşıma çıkartıyor. Milyonda bir ihtimal ihmalden sayılmaz mı kalbinde saf sevgi duyana?

İçimde atan kalp sadece onunla doluysa bu beden yalnız benim midiydi? Onunda sayılmazmıydı? kalbin sahibi  bedeninde asıl sahibi ydi.

Gelmişti sevdiğim ömrüm sevdam o gelmişti kaderime razıyım Allah'ım ucunda ölüm olucaksa onunla ölüme de razıyım.
.
.
.
Kapıda karşılamıştı Dilaver ağa  misafirlerini. Kısa kısacık bir an Yeliz'e bakıp dudağının kenarı kıvrılmıştı sanki Rıza içine Doğan'a gülümsedi. Bu işte bir hayır vardı.

Dilaver: Hoş geldiniz Yağız ağam, Rıza ağam, Yeliz... Hanım.

Bacım diyeceğine o dili keser atardı Dilaver. Gönlünden geleni de diyememişti. Hoşgeldin ömrüm, yurdum evim hoşgeldin.

Hoş gördük Dilaver ağam. Zahmet etmişsin mağazayı kapatmışsın çok onure oldum sağolasın.

Dilaver: Rıza ağam büyüklük göstermiş affı ile bize barış bahşetmiş bu nedir? Ağam dükkan sizin yeğenimize hediyemizdir.

Hiç olur mu öyle şey Dilaver ağam sağolun.

Dilaver: Buyrun az soluklanım sonra bizzat ben eşlik edicem size.

Yağız içine düşen kurtla biraz gerilsede, sevdiğinin gözleri mutlulukla parladığı için sesini çıkartamıyordu.

Yeliz ve Dilaver arasında gözleri çoktan mekik dokumaya başlamıştı bile Yağız ağanın.

Bölüm Sonu....

Yeni bölümde görüşmek üzere👋

Ağanın Minik SevdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin