Evet aşkım çok ama çok çok çok özledim ikinizide hemde.
Rüzgar: Anniş!
Yavuz: Annişim! Biz mun yöktük hey yey mun oldu tızdın mı?
Hımmm un mu oldu heryer? Yaramazmı oldunuz siz bakim?
Rüzgar: Men yayamaz oydum, vavuz uslu anniş.
Yavuz: Hayıy yüzgayda uslu taza oydu.
Yerim sizi ben yerim. Canınız sağolsun ballarım benim.
______________________________________
Akşam olmuş Yağızın işten dönüş saati yaklaşmıştı. Yavuz ve Rüzgar babannelerini soru yağmuruna tutmuşlardı.
Yavuz: Neynem menim atımı vay?
Hatun ana: Var tabi kuzum bir ağır dolusu hemde.
Eteğini çekiştiren miniğe dönüp baktı Hatun ana heyecanlı heyecanlı yalanıyordu konuşurken.
Rüzgar: Menim menim yok mu? Hepçi Vavuzun mu? Baba bana aymamış.
Dudaklarını büzerek ağlamaya başlamıştı bile minik oğlan.
Yavuz: Aylama menim şokmuş men paylaşıyım kaydeşim.
Rüzgar: Meni sevmiyo mu baba? Manada aysın manane!
Hatun ana: Sevmez olur mu paşa oğlum. İkiniz içinde ağır dolusu at var.
Rüzgar: Baba gey.... Baba gey....
Rıza oğlunun feryad figan ağlayışına mutfaktan koştu.
Oğlum niye yıkıyorsun ortalığı? Canın mı yandı he bebeğim?
Yavuz: Yüzgayın buyası kıyıymış annişim. Siz yüzgayı mı niye sevmiyorsunuz?
Eli ile minik kalbini gösteriyordu oğlu.
Ne!
Hatun ana ve Arda kıs kıs gülüyordu bu hallerine Rıza hangisini teselli edeceğini şaşırmıştı ki avluda Aşık olduğu ses yankılandı.
Nerde benim minik ağalarım? Hani kimse özlemedi mi Baba'yı?
Rüzgar da Yavuz da merdivenin önüne kadar koşup babalarının onları kucaklayıp havaya kaldırmasını beklediler.
Yavrum mmm... Niye ağlıyor benim canımın canları?
Rüzgar: Babam... Men meni niye çevmiyon?
O nerden çıktı bebeğim? Ölürüm ben size çok çok seviyorum hemde.
Hanım ana: Ay oğul alem bu çocuklar. Hızlarına yetişilmiyor da, Yavuz'un atı var, bana almadınız diye başladı aha buralara kadar geldi konu.
Bu muydu tüm mesele anam. Aşkolsun Arda gülüyorsun kıs kıs.
Arda: Napim abim çok tatlı ve komikler.
Yavuz: çev şok çev babam.
Muah... Muahhh çok çok severim ben bebeklerimi. Gülüm bir hoşgeldin yok mu?
Hoşgeldin sevgilim, görüyorsun halimizi her anımız macera.
Oğlullarını kucağından indirmeden birde Rızayı sarmaladı iri bedeni ile.
Şimdi babaya müsade elini yüzünü yıkayıp gelsin, yemek yiyelim hep birlikte.
Rüzgar: Annişim kaysın, çen dit.
Niyeymiş lan o? Anasını sevdiğimin oğlu.
Yavuz: Anniş yemek değil!
Hanım ana: Yandın sen Yağız, yandın!
Rüzgar: Hep yiyosun annişimi yeme!
Tamam oğlum doldurma gözlerini yemem ananı! Gece artık.
Hadi aşkım sana vize çıkmadı bu akşam. Git gelde oturalım sofraya.
Arda...
Arda: Buyur Ağam.
Söyle öküz kocana gelsin sofraya otursun kafamın tasını attırmasın!
Arda mahçup gülümsüyordu. Hasan'la gelen yıl evlenmiş, ağalarının isteği ile konağa yerleşmişlerdi.
Rüzgar: Haçan amcaya didelim öjledim.
Hanım ana: Gidin gidin tek özleyen de siz değilsiniz belli.
Arda: Aşkolsun hanım annem.
Olsun olsun tabi bizde onu diyoruz ya.
Arda kıpkırmızı suratı ile ikizlerin elinden tutup alt avludaki eşinin yanına gitti.
Yavuz: Haçan amcam biz geydik bak.
Hasan: Aman benim yakışıklılarım gelmiş. Siz her gün kocaman oluyorsunuz ama.
Arda: Hoşgeldin evimin direği.
Hasan eğilip alnını öptü sevdiği oğlanın.
Hasan: Hoşbulduk canımın içi.
Rüzgar: Haçan baba sana kızdı hıhhhh dedi ya.
Yavuz onu hemen uyardı bilmiş bilmiş.
Yavuz: Yüzgay annişim ne dedi iplikçilik çok kötüymüş.
Hasan: İplikçi kim hayatım?
Arda gülüyordu miniklerin bilmiş bilmiş konuşmalarına.
Rüzgar: Doyu iplikçilik vaptım özüy diyeyim.
Arda: İspikçilik, yani ispiyon ettim dedi miniğim. Bu arada ağa abim kızdı hakkat. O sofraya otursun kafamın tasını attırmasın dedi.
Hasan elini ensesindeki saçlara atıp karıştırdı usulca.
Hasan: Bir yıl oldu da işte alışamadım be canımın içi.
Yavuz: Aaaa Haçan aycama Babamın annişime baktığı gibi baktı Aydişim.
Hasan: Hımmm nasıl bakıyormuş ki baba annene?
Rüzgar: Şok lezzetli pasya gibim hihihi.
Bu kez dördü birlikte gülüyordu. Her ikiside kucakladıkları gibi merdivenlere yöneldiler. Banyoda ellerini yıkayıp sofradaki yerlerine geçmişlerdi bile.
Yağız sofrada gördüğü haşlanmış sebzelerle yüzü buruştu.
Yavrum bebeğim, anladım çocuklarımız yemelide bunlardan bize niye eziyet ediyorsun? Gündüz yedirin işte!
Rıza ters ters baktı eşine. Kendince tabi, yağız o bakışı gel beni ye sevgilim olarak algıladı. Yağız için Rıza ile ilgili herşeyin sonu onu yemesi için bahaneydi aslında.
Yavuz: Annişim men inek miyim?
Hahaha hayır bebeğim o nerden çıktı?
Yavuz: Babişimle Hasan ayca bunlayı yiyen inek dedi.
Öylemi dediler aşkım! Şaka yapmış onlar size ta en sevdikleri yiyecek bu yeşil ağaçlar bak nasıl da severek yiyorlar.
İkisininde ağzına kocaman brokoli demetini sokup yutmalarını bekledi. Yağız ve Hasan Rızanın gazabındansa, merada otlamayı tercih ederdi.
Bölüm Sonu....
Yeni bölümde görüşmek üzere 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağanın Minik Sevdası
ChickLitHikayemiz paralel evrende geçmektedir. Eşçinsel evlilklerin normal görüldüğü bir Aşiret kurgusudur. Kadın Aşireti Ağasının aşkı ilk kez Rıza ile tadıp dolu dizgin bu aşkı yaşadılları bir kurgudur. Rızamız mini minnak çift cinsiyetli ( Rahmi var d...