2. Bölüm- Ve Ayrılmaz Dostluğa!

1.1K 94 36
                                    

Ah aptal ah

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ah aptal ah. Binim çikincim yik. Aferin sana! Aklımı rafa kaldırdığım dakikalardı o dakikalar. Başka bir açıklaması olamaz çünkü. Sonrasında da o raftaki aklımla bu konunun üzerine çok fazla düşünmeme gerek kalmamıştı çünkü bu biricik lise arkadaşımız üniversitenin ilk ara tatilinden sonra hepimizle iletişimini koparıp sırra kadem bastı.

Sınavdan sonraki yaz tatili çok keyifli geçmişti. Hatta lise ekibi olarak kendimizi ödüllendirmek için bir tatile bile çıkmıştık. Ben, Aziz, Leyla, Erdem, Meryem ve Sarp.

Ortaokula başladığımda yeni bir mahalleye taşınmıştık. Leyla ise üst kat komşularımızın kızıydı. Aynı okula gitmiyorduk ama tanıştıktan bir süre sonra okul çıkışları birbirimizin evinden çıkmaz olmuştuk. Leyla ve Erdem 8. Sınıfta sevgili oldular. Bu yüzden onların tüm aşk hayatına hakimim.
Gözlerimin önünde büyüdüler. Doğruyu söylemek gerekirse ikisini de çok sevmeme rağmen çok erken yaşta bu ilişkiye başladıkları için herkes gibi ben de bir gün biteceğini düşündüm ama herkesi yanılttılar.

Üniversite biter bitmez evlendiler ve şu an 2 yaşında bir oğulları bile var. Erdem'in soyadı Taşkın olduğu için Leyla çocuğa Akgün Gökalp ismini vermek için 9 ay boyunca Erdem'in ağzından girdi burnundan çıktı. Sonunda sadece Akgün ismine ikna edebildi çünkü 'Gökalp', lisede Leyla ve Erdem'in ayrı oldukları 1 haftalık süre içerisinde herkesin önünde Leyla'ya ilanı aşk eden çocuğun adıydı.

Leyla, Erdem ve ben aynı liseyi kazandık. Erdem bizden farklı bir sınıfa düştü. 4 yıl boyunca sınıfını değiştirmek için uğraştı ama çabaları sonuç vermedi.

O da bizim sınıftan kendine bir ajan buldu. Sarp.
Aziz ile Erdem zaten sınıf arkadaşıydı. Bizim sınıfta olanlardan haberdar olmak için yakınlaştığı Sarp ile de bir süre sonra gerçekten yakın arkadaş oldular ve üçü birlikte takılmaya başladı. Erkeklerin yakın arkadaş olması için pek bir sebebe de ihtiyaçları yoktur zaten. Aynı ortamda 2 dakika nefes almaları onlar için yeterlidir.

Leyla ile okulun ilk 2 haftası uyuz olduğumuz bir kız vardı. O da bize deli gibi uyuz oluyordu. Hah işte o da Meryem. Gerçekten birbirimizden bu kadar hazzetmezken nasıl bu kadar yakın olduğumuzu hatırlamıyorum. Galiba bizi ortak nefretler bir araya getirmişti.

Leyla ve Erdem çoğu teneffüs birlikte takıldıkları için biz de annesini takip eden yavru civcivler gibi peşlerine takılıyorduk. Böylece bu üçlü kız ve erkek grubu bir araya gelerek ömür boyu süren bir dostluk kurdular.

Yani.. Kısmen ömür boyu diyelim.
Her lise arkadaş grubu gibi bizim grubumuz da darbeler aldı ama darbenin en büyüğü Aziz'den geldi.

Sınav sonuçları açıklandığında ilk yıkımımızı yaşamıştık. Leyla, Erdem, Meryem ve ben İstanbul'u kazanmıştık. Lisemizi okuduğumuz bu şehirde üniversiteye devam etmek üzere aylar öncesinden anlaşmıştık. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Sarp, puanına güvenerek yaptığı 5 tercihin ardına gördüğü rüyanın etkisi ve 'Zaten ona sıra gelmez diğerlerinden biri olur.' düşüncesi ile Ankara'yı yazmıştı. Hayatın sürpriz yapmayı sevdiğini o gün çok iyi anladım çünkü Sarp 6. ve son tercihini, Ankara'yı kazanmıştı.

Yirmi DokuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin