Yıllar önce yaptığınız 'çocukça' bir anlaşma hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir?
''Anlamıyorsun ki. Ben ne dedim az önce? Sanki o dört duvarın arasında da benimle mi olacaksın?''
''Olurum.''
-'Ne?!' Aziz'in bu net ve hızlı cevabı karşısında...
Selamlar, selamlarr🩷 Kız haftada bir bölüm ne büyük rahatlıkmış ama ben sizi özlüyorum ya?! Onu napacağız? Neyse bu bölüm sakın bölümün ruhuna kapılıp okuyup geçmeyin geçseniz bile geri dönün ve yorum yapın tamam mııı? Özlemimi gidereyimm Not: Bu bölümün topluluk içinde okunmaması önerilir.. İyi okumalarr🩷
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Evimizi benimle bir yuvaya dönüştürür müsün? Senin yanında olduğum her yer benim evim ama sen... Sen hayallerindeki evine beni de dahil edebilir misin?"
Arkasında duran ellerini önüne getirdiğinde ahşap, oymalı bir kutu tuttuğunu fark ettim. Bu kutu...
Karşımda duran adam 1 hafta boyunca evlenme teklifi beklediğim adamdı ama neden şu an ağzından çıkan kelimeler yine de beni şaşırtmayı başarmıştı.
Bu ev.. Benim yıllar önce hayalim diyerek çizdiğim evdi. Burada kendimi bu kadar huzurlu, bu kadar evimdeymiş gibi hissetmemin nedeni sadece Aziz'le birlikte olmam değildi demek ki. Bu evin projesini çizerken düşünmemeye çalışmama rağmen kendimi Aziz'le bu evin içinde hayal etmiştim hep. Kendime kızıp hayal etmeye devam etmiştim. Şimdi o evde onunla birlikteydim ve bana evlenme teklifi ediyordu.
"Bana evlenme mi teklif ediyorsun?"
Ağzımdan çıkabilen ilk kelimeler bu manasız soruyu oluşturmuştu.
Dudaklarını birbirine bastıran Aziz gülüşünü tutmaya çalışarak "Sence?" diye sordu.
Evet, elinde bir yüzük kutusu vardı ve 'benimle evlenir misin?' demişti. Galiba yeterince açıktı. Ama benim algılarım kapalıydı. Şu an için bana evlenme teklifi etmeyeceğine inandırmıştım kendimi. Ne zaman karar vermişti ki buna? Hem de müzayededeki yüzükle? Bunu 'veledin abisi' almamış mıydı? Çok dikkat etmediğim için fiyatını tam olarak hatırlamıyordum ama büyük paralar dönmüştü.
Aziz sessiz kalışımı yanlış yorumlamış olacak ki "Kafanda soru işaretlerin olabilir..." diyerek kendisini açıklamaya çalıştı. Ama böyle bir şeye ihtiyacı yoktu.
"Hayır." dedim kendimden emin bir şekilde. Ama kendimden eminliğim onda istediğim etkiyi bırakmamıştı.
"Hayır mı?" diye sordu gözlerime bakarken.
O an bunun ne kadar yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu fark edip kendimi toparlamaya çalıştım. "Hayır, yani hayır. Kafamda soru işaretleri yok. Ona hayır. Sana evet.. Yani teklifine... Evlenirim. Evet, seninle evlenirim."
Aziz'in beni yanlış anlamaması için birbiri ardına sıraladığım cümlelerim etkili olmuş olacak ki derin bir nefes verdiğini gördüm. Yüzündeki korkunun yerini içimi eriten gülüşü almıştı.