Selamlar, selamlarr
Bugün erkenden geldim😏
Ne iyi bir yazarım di mi?😌
(öylesin diyin🙂↕️)
Güzel bölümler gelmekte.. Haberiniz olsun.
Yorumlarınızla kendinizi belli edin ki parmaklarım heveslensin ve size güzel güzel bölümler yazayımm
İyi okumlarr 🩷
Yanağım, dudağım, gözümün kenarı, burnum, boynum, kulağımın altı, kaşım, tekrar yanağım, tekrar dudağım...
Şu an öpülüyordum. Uykudan öpülerek uyandırılmak bambaşka bir keyifti. Şu an o kadar keyifliydim ki dudaklarımdaki tebessüme rağmen gözlerimi açmıyor, öpücüklerin devam etmesini bekliyordum.Öpücüklerse asla pes etmiyor, vazgeçmiyordu. Yanağımdan boynuma inen dudaklara daha da yer açtım. Duyduğum kıkırtılarla bir gözüm zor da olsa açıldı. Görüş açıma Aziz'in dağınık saçları ve kısılmış gülen gözleri girdiğinde manzaram tamamdı. Kollarımı boynuna uzatırken gözlerimi tekrar kapattım.
Kollarımın güçsüz çekişine karşı koymadı. Başı boynumu bulduğunda öpücükleri büyürken benim de kıkırtılarım büyüdü.
Hiç istemesem de artık ayılmıştım. Gözlerimi açıp Aziz'e baktığımda o da kafasını kaldırdı. Kollarını yatağa bastırdı ve üstümde yükseldi.
"Saat kaç?" diye mırıldandığımda kolundaki saate baktı. "Yedi."
Duyduğum saatle gözlerimi tekrar kapattım mızmızlanarak Aziz'in kollarının arasında yan döndüm. "Çok erken..."
"Ama bugün Paris'e gidecektik unuttun mu?"
Duyduğum cümleyle anında gözlerimi açtım. Unutmadım. Asla unutmadım. Yattığım yerden tek hamlede kalktım. Hâlâ yatakta oturur pozisyondaydım ama az önceki mayışmış halimden bu kadar çabuk sıyrılmam Aziz'i güldürmüştü.
"Hazırım." dedim saçımın sağını solunu düzeltirken.
Aziz'in yüksek kahkahası daha da ayılmamı sağlamıştı. Bir elini çeneme uzattı ve yüzümü kendine çekerek yanağıma sesli bir öpücük bıraktı.
"O kadar hızlı olmana gerek yok güzelim ama hazırlanmaya başlasan iyi olur."
Başımı sallayıp yataktan çıktığımda önce üstümü mü giymeliydim yoksa yanıma alacağım şeyleri mi hazırlamalıydım diye düşünüyordum.
Kapıdan çıkmak üzere olan Aziz tekrar bana döndü. "Özel ve acil eşyaların dışında yanına hiçbir şey alma. Geçen hafta sana söylemiştim. Paris'te biraz alışveriş yaparız. Uçuş kısa sürüyor zaten. Gün içinde giymek istediğin şeyleri giyebilirsin. Rahatsız olmazsın. Alışverişten önce seni bir yere götüreceğim. Orada şık olmak isteyebilirsin."
Odadan çıktığında attığı bombayla olduğum yerde kalmıştım. 'Orada şık olmak isteyebilirsin' mi? Bu sana evlenme teklifi edeceğim mi demekti? Ona göre mi giyinmeliydim? Ama anladığım da belli olmamalıydı. Hem uçacaktık. Abartamazdım. Ama şık olmam gerekiyordu. Böyle bir kıyafet getirmiş miydim ki??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yirmi Dokuz
RomanceYıllar önce yaptığınız 'çocukça' bir anlaşma hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir? ''Anlamıyorsun ki. Ben ne dedim az önce? Sanki o dört duvarın arasında da benimle mi olacaksın?'' ''Olurum.'' -'Ne?!' Aziz'in bu net ve hızlı cevabı karşısında...