Selamlar, selamlarr🩷
Yoğun bir haftayı geride bıraktım şimdi sırada daha yoğun haftalar var 😬
Şaka şaka halledicez
Cumartesiden itibaren eski bölüm düzenimize döneriz diye ümit ediyorum.
Sizi seviyorum
Öpüyorum
İyi okumalarr 🩷
Nereden nereye nasıl koşturduğumu bilmediğim günler yaşıyordum. Şahin bir izni hak ettiğimi söyleyerek istediğim 1 haftalık izni vermişti. Şahin'in odasından çıkar çıkmaz haberi Aziz'e vermiştim tabi ki. O da anında vize işlemlerim için Henry'yle konuşacağını söylemişti. Normalde alıp alamayacağım belli olmayan bir vize için aylarca vize randevusu kovalamam gerekirdi ama 'Within' konsoloslukla doğrudan iletişime geçtiğinde 2 gün sonrasına randevum hazırdı. Böyle olunca vize alıp alamayacağıma dair de bir korkum yoktu. Alacağıma emindim. İnsanın bir yerlerde tanıdıklarının olmasının önemini derinden hissettiğim birkaç gün geçirdikten sonra randevuma gittim.Aziz o sırada çoktan uçak biletimi de almıştı. Bana biletin ekran görüntüsünü attığında o kadar şaşırdım ki sevinmek yerine bilgilerime nereden ulaştığını sormuştum. Bana, gülerek 'sen vekâletinin bende olduğunu biliyorsun değil mi? Sence vekâletini verdiğin avukatının kimlik numaranı bilmesi absürt bir şey mi?' diyerek ses kaydı atmıştı.
Ben de benimle dalga geçmesine sinirlenip 'İyi avukat diye güvendik hâlâ davada tık yok. Alacağım vekaletimi senden.' diye geri cevap vermiştim.
Muhtemelen Aziz'e küfretsem bu kadar alınmazdı.
Yok Türkiye'deki yargı sisteminden haberim var mıymış, yok bu işler hep yavaş yürüyormuş, bürokrasimiz korkunçmuş falan filan.
Sinirlendiğinde ülkemizi bana iteleyip İngiltere'yi sahiplendiği de gözümden kaçmamıştı. Bunu da Mahir abiye söylenilecek şeyler listeme eklemiştim.
Aziz gittikten sonra Mahir abiyi birkaç kez aramaya çalışmıştım ama ulaşılamıyordu. Muhtemelen telefonun çekmediği bir yerdeydi. Birkaç mesaj da attıktan sonra mesajlarımı gördüğünde beni arayacağına emin olarak işlerime geri dönmüştüm.
Şu anki işim de kıyafet seçmekti. Yemeğe çıkacaktım.
Şahin bana izin vermeyi kabul etmişti etmesine ama Kemal Bey'le bir veda yemeği yememiz konusunda da çok netti. Ona hak verebiliyordum. Kemal Bey iyi bir müşteriydi. Yaptığımız işten memnun kalmıştı. Bize daha çok müşteri getirebilecek bir potansiyele sahipti. Tabi bunların yanısıra sadece Kemal Bey'in yeğeni öyle istedi diye bu iş için bizim şirketimizi seçmesi Şahin'in kendini kötü hissetmesine sebep olmuştu.
Kemal Bey ile ailesi tanışıyordu ama Şahin bu projeyi alırken araya bir torpil karışmaması için rakip firmaların dosyalarını bile Kemal Bey'e iletmişti. Sadece arkadaşlarının oğlu olduğu için değil diğer firmalar arasından hak ettiği için seçilmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yirmi Dokuz
RomanceYıllar önce yaptığınız 'çocukça' bir anlaşma hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir? ''Anlamıyorsun ki. Ben ne dedim az önce? Sanki o dört duvarın arasında da benimle mi olacaksın?'' ''Olurum.'' -'Ne?!' Aziz'in bu net ve hızlı cevabı karşısında...