20. Bölüm- Yeniden

1.1K 150 294
                                    

Selamlar, selamlarr🩷
Geçen bölümün hatrına daha kısa ama yine de kısa olmayan bir bölüm ile geldim 🥹
Sevginizi, yıldızlarınızı be yorumlarınızı bekliyorr.
İyi okumalar 🩷

Bu öpücük kabullenişimin ilk adımıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bu öpücük kabullenişimin ilk adımıydı.

Kollarımın dolandığı sırttan, ellerimin dolaştığı boyundan kendimi çekemiyordum. Çekmem gerekiyordu. Çekmem gerektiğinin çok farkındaydım ama iradem şu an devre dışıydı.

Ne kadar zaman geçmişti farkında değildim. Zaman kavramını Aziz'in dilini hissettiğim anda oralara bir yerlere düşürmüştüm. Bu öpücüğe bir son vermem gerektiğini biliyordum ama devam ettikçe durmam daha da zorlaşıyor gibi hissediyordum. Aziz de bu konuda hiç yardımcı olmuyordu. Sanki ben kendimi geri çekmesem sabaha kadar burada benimle öpüşürdü.

Aziz'e sarıp sarmalandığım için artık karnımda iyice baskısını hissettiren sertlik bana koca bir gerçeği haykırıyordu.

'Ben kemer değilim.'

Bu düşünceyle kendimi biraz olsun geriye çekmeye çalıştığımda dudaklarımız saniyelik de olsa ayrılmıştı ama tekrar birleşmeleri çok kolay olmuştu.

Kollarımı Aziz'in boynundan çektim ve yavaşça göğsüne doğru getirdim. Onun bir eli sırtımda bir eli de boynumdaydı ve beni iyice kendine bastırıyordu. Göğsüne getirdiğim ellerimle kendimi geriye çekmeye çalıştığımda beni sıkıca tutan kolları yavaşça gevşedi. Dudaklarımızın birbirinden ayrılması biraz hüzünlü olmuştu. Ayrılırken çıkardıkları sesten anlayabiliyordum...

Zor da olsa kendimi bu öpücüğün etkisinden kurtardım ve yavaşça gözlerimi açtım. Aziz'in gözleri kapalıyken alt dudağının üzerinde dolaşan dili ve dişleri neredeyse tekrardan biraz önceki halimize gelmemize sebep olacaktı. Ben onun dudaklarına kitlenmişken yavaşça açtı gözlerini. Göz göze geldiğimizde gülüşü hem dudağının kenarında hem de gözlerindeydi. Gözlerindeki parıltılara aşinaydım.

Ona hafifçe tebessüm ettim. Gülüşü büyüdü. Ben utanırcasına gözlerimi kaçırdım. Bu onun gülüşünü daha da büyüttü. Kendimi biraz daha geriye çekip yere eğildim ve yerde duran topuklu ayakkabılarımı alıp arabaya doğru koşmaya başladım.

Arkamdan şaşkınlıkla baktığına emindim. Birkaç saniye hiçbir ses gelmedi sonrasında ise kocaman bir kahkaha sesi duyuldu tüm sahilde. Birinin benim gibi kumda koşma çabasını görseydim ben de gülerdim, haklıydı.

"Kaçma, kaçma nereye kaçıyorsun?" diye seslendi arkamdan. Geriye bakmadan koşmaya devam ettim.

Arabanın yanına geldiğimde elimi kapının koluna attım ama kilitliydi. Arkamı dönüp sahile doğru baktığımda Aziz gülerek sallana sallana yanıma doğru geliyordu. Biraz daha yaklaştığında cebindeki anahtar sayesinde kapı otomatik olarak açıldı. Ben de beklemeden arabaya bindim. Kapıyı kapatmadan ayağımın altındaki kumları dışarıya doğru silkeledim ve kapımı kapatıp ayakkabılarımı giymeye başladım.

Yirmi DokuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin