Biraz uzun bir bölümle geldim. Satır arası yorumlarda buluşalımm. İyi okumalar 💕
''Kısacası para sikimde değil. Ben seni istiyorum.'' deyip yıllar önce yapmadığı için çok pişman olduğu şeyi yaparak birkaç santim ötesinde duran dudakları, dudaklarıyla birleştirdi.Kendi kalp atışlarını çok güçlü bir şekilde hissedebiliyordu. Eğer Birce şu an kendindeyse o da bedeninin yaslı olduğu bedenden gelen atışları fark ederdi. Bu düşünce Aziz'in tebessüm etmesine sebep oldu ve elindeki çiçeği yere bırakarak boş kalan elini Birce'nin beline doladı ve onu kendine daha da yasladı. El ele tutuştukları ellerini istemeyerek de olsa ayırdı ve o elini de az önce dokunamadığı için parmaklarının karıncalandığını hissettiği yanağa doğru çıkardı. Baş parmağıyla hafifçe yanağını okşarken dudakları da yılların özlemiyle kavuştuğu dudaklardan bir an olsun ayrılmak istemiyordu.
Birce ne yapacağını bilememiş bir halde elleri boşlukta kalmıştı. Anın şokuyla açık kalmış gözleri kalbinin çırpınışlarına daha fazla dayanamadı ve yavaşça kapandı. Artık daha çok hissediyordu her şeyi. Dudaklar dudaklarının üstünde hareket etmiyor ama birleştiği yerden de bir an olsun kopmuyordu.
Aziz, dudaklarını hareket ettirmemek için zor duruyordu. Cesur davranmıştı ama biraz daha Birce'den bir karşılık gelmezse bu cesaretinin bedelini az sonra ödeyecekti. Gözlerini hafifçe araladı. Birce'nin gözlerinin kapalı olduğunu gördü. Bu dudağının bir kenarının yükselmesine neden oldu. Dudaklarına yapışık haldeki dudakların bu hareketini hissetti Birce. Onu kendisine getiren şey bu oldu. Karşısındaki herif yine gülüyordu. Bu düşünce sinirini bozdu Birce'nin. Ellerini Aziz'in göğsüne yasladı ve ani bir şekilde tüm gücüyle itti. Ayrılan dudakları ıslak bir ses çıkardı. Bu Birce'nin kulaklarının kızarmasına ve daha da sinirlerinin bozulmasına sebep oldu.
''Ne yapıyorsun sen?!'' dedi Aziz'den uzaklaşarak. Sesini kısık tutmuştu ama ne kadar sinirli olduğu sesinin tonundan belli oluyordu.
Aziz ilk kez biraz da olsa utanmış görünüyordu. ''İznini almadığım için özür dilerim.'' Kafası yer ile Birce'nin gözleri arasında gidip geliyordu. ''Pişman değilim ama özür dilerim. Tokat atmak falan istersen atabilirsin. Hak ettim.''
''Tokat atacak olsam atarım zaten gerizekalı! Senin iznin mi gerekli bunun için?'' Biraz yükselen sesini dizginledi ve az önce açtığı mesafeyi biraz da olsa kapatıp Aziz'e yaklaştı. ''Ben bunu unutacağım, sen de o anlaşmayı unutacaksın. Birbirimize bulaşmadan yaşayıp gideceğiz. Tamam mı?'' diye bir teklifte bulundu. Dünyanın en gizli şeyinden bahsediyormuş gibi fısıldamıştı.
''Hayır.'' Dedi Aziz. Az önce yüzünde görülen utancın zerresi kalmamıştı. ''Ben ne istediğimi söyledim, az önce ne kadar iyi bir avukat olduğumdan da bahsettiğimi hatırlıyorum. Elindeki o video ve yazılı anlaşma da sana sadece iki şans sunuyor.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yirmi Dokuz
RomanceYıllar önce yaptığınız 'çocukça' bir anlaşma hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir? ''Anlamıyorsun ki. Ben ne dedim az önce? Sanki o dört duvarın arasında da benimle mi olacaksın?'' ''Olurum.'' -'Ne?!' Aziz'in bu net ve hızlı cevabı karşısında...