7. Bölüm- İhtimallerin Heyecanı

644 72 155
                                    

Selamlarr, iyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamlarr, iyi okumalar...
Bu bölüm girişinde de 'Aziz vibe' fotoğraflarımız olsun dedim.
Yorumlarınız ve yıldızlarınızla desteklerinizi belli ederseniz çok memnun olurum. 🌸
Yorumlarınızı okumaya ve onlara cevap vermeye bayılıyorum 💕

"Birce'nin ne kadar iyi kalpli bir insan olduğunu en iyi sen bilirsin Erdem. Değil arkadaşına, yoldaki karıncaya bile kıyamaz. O kalbin benim için attığına emin olmadan kendimi anlatamam ona. Sadece öyle emin olabilirim. Beni gerçekten seviyor derim. Nedensiz, nasılsız. Ancak o zaman açabilirim kalbimdeki gerçekleri."

Duyduğum şeyler kalbimin ritmini bozdu sanki. Bir gerçek vardı ama ben o gerçekten çok korktuğun için gözlerimi kapatıyordum.

"Az önce onu sevmemi istediğini itiraf etmişti. Daha önce de 'para umurumda değil seni istiyorum' demişti. Bunun üzerine düşünmeyi kendime yasaklamıştım çünkü bu cümle ve o öpücük kafamı karıştırıyordu. Kabullenmeyeceğim bir gerçeği haykırıyorlardı bana. 'Aziz seni seviyor.' diyorlardı. 'Hep sevdi. O anlaşmayı yapma sebebi en başta buydu. Geleceğe dair korkuları olan arkadaşını rahatlatmak değildi tek amacı. Seni sevdiği için yaptı.'

Ama ben susturuyordum bu sesi. Çünkü o konuşmamalıydı. Yıllar önce de böyle haykırıyordu. Aziz benimle her didiştiğinde ama sonra dönüp gönlümü almak için kırk takla attığında, benimle geleceğe dair hayaller kurduğunda, Birce biriciğim diye seslendiğinde, başka biri böyle seslendiğinde ona kızdığında... Hep çığlık atıyordu o ses bana. 'Aziz seni seviyor!'

İnanıyordum ben de ona. Gerçekten beni seviyor diyordum. Belki de onun için her şeyi dile dökmeye gerek yoktur. Belki de korkuyordur diye düşünüyordum. Baktım bana açılmıyor, ben açılmaya karar vermiştim. Koymuştum kafaya tercihlerimiz açıklandıktan sonra karşıma alıp konuşacaktım her şeyi. Ne olacaksa olsun dedim artık. Sonra Aziz'in bana haber bile vermeden tercihlerine Ankara'yı yazdığını öğrenince belki de ben yanlış anlamışımdır her şeyi diye düşündüm. Bu kadar önemli bir konuda değil fikrimi sormak haber bile vermemişti. Beni gerçekten sevse bile isteye benden bu kadar uzağa gider miydi?

Belli ki içimdeki her Aziz'i gördüğünde çığlık çığlığa bağıran o ses doğruyu söylemiyordu. Cesaretimi kaybettim. Hiçbir şey söyleyemedim.

Okullar açıldığında Aziz'in dediği gibi 'gelip beni kaçıracağı' zamanı bekledim. Aziz gelemeyeceğini, babaannesiyle ilgili bir durum olduğunu söyledi. Başka bir detay vermedi. 'Ben geleyim.' dediğimde de babaannesiyle çok meşgul olduğunu, gelsem de vakit geçiremeyeceğimizi söylemişti. '1 saat yeter' diyememiştim. İçimdeki o ses çıtını bile çıkarmıyordu artık. Onun yerine bir fısıltı vardı. 'Seni sevmiyor. Sevseydi gitmezdi. Sevseydi bırakmazdı. Sevseydi haber verirdi. Sevseydi yanında olurdu. Olmadı. Yalnızsın. Yapayalnız. Arkadaşlarının kendi hayatları var. Sen onların bir hayatlarının bir parçası değilsin.'

Yirmi DokuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin