28. Bölüm- Korku

822 137 276
                                    

Selamlar, selamlar 🩷
Yine bir çarşamba günü ve ben bölümümün başındayım.
Bu kadar istikrarlı olmamanın sebebi sizsiniz 👉👈
Bölüme attığınız yorumlar, sonrasında bölüm gibi bölüm geliyor mu diye sormanız beni çok mutlu ediyor.
Evet doğru gazla çalışıyorum.
O zaman beni gazlayın 🚘
İyi okumalarr🩷

Ne zaman asansöre bindim? Ne zaman katımıza geldim? Ne zaman kapının önüne dikildim? Ve ne zamandır kapıya vurup Aziz'e sesleniyorum? Benim için dakikalar, saatlerdi ama belki sadece birkaç saniyeydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Ne zaman asansöre bindim? Ne zaman katımıza geldim? Ne zaman kapının önüne dikildim? Ve ne zamandır kapıya vurup Aziz'e sesleniyorum? Benim için dakikalar, saatlerdi ama belki sadece birkaç saniyeydi. Kapı açıldığında kalbimin üstünden kalkan ağırlıkla hafifledim. Ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi dışarı verdim. Omuzlarım çöktü, kollarım ve dizlerim güçsüz kaldı sanki. Az önceki bana saatler gelen ama aslında birkaç saniye olan o an, zihnimdeki en kötü anılardan birinin kapısını açmıştı.

Aklıma düşen ilk ihtimalin bu olması da gözümün önüne gelen görüntüler de tüm gücümü çekip almıştı sanki.

Aziz, ne olduğunu anlayamamıştı bile ama ayakta zor durduğumu görünce anında beni kucağına alıp odaya soktu. Beni bırakmadan yatağa oturdu ve endişeli gözlerini üzerimde dolaştırdı.

"Birce, ne oldu? Bir şey mi oldu? Biri bir şey mi yaptı?"

Benden cevap beklerken sanki cevabı kendisi orada bulabilecekmiş gibi bir elini yanağıma getirmiş, gözlerimin en derinine bakmaya çalışıyordu. Ona bir cevap vermeyişim benim korktuğum gibi onu da korkutmaya başlamıştı.

"Birce bir şey söyleyecek misin artık lütfen? Sen konuşmadıkça ben kafamda kuruyorum lütfen?"

"Korktum." diyebildim önce sadece. Kendimi toparlamak için bir nefes aldım ve Aziz'in varlığını hissetmek ister gibi iki elimi de yanağına çıkardım. "Kapıyı açmayınca bir şey oldu sandım."

Önce anlayamadı bu korkumu. "Ne olmuş olabilir Birce? 5 dakika önce çıktın odadan. Kapıyı duyduktan sonra kapıya gelmem 20 saniyemi bile almadı. Ne ara bu kadar korktun? Neden korktun?"

Neden korktuğum çok açıktı. Bana açık açık anlatmadığı bir hastalık geçmişi vardı. Üstüne üstlük de ateşi vardı. O her ne kadar bunu reddetse de riskli olabilirdi. İlk nedenimi söyleyemeyeceğim için ikinci nedenimi öne sürdüm. "Ateşin var diyorum sana! Bayılıp kalsan haberim olmayacak!"

Az önce yaşadığım panik şu an sinir olarak kendini dışarı vurmaya çalışıyordu. Gözlerim de ona eşlik etmek için can atıyor gibiydi. Anında dolmuşlardı.

"Sevgilim.. Güzelim... Bir tanem..." Her bir kelimesinin ardından saçımı geriye atıyor, yanağımı okşuyor, yüzüme öpücükler konduruyordu. Beni rahatlatmaya çalışıyordu. "Tamam sen ateşimin olduğunu söylüyorsun ama gerçekten kendimi iyi hissediyorum. Liseli Aziz değilim bana inan. Sağlımı en çok ben düşünüyorum. Bu konuda bana güven ve endişe etme tamam mı? Bayılıp kalacak kadar çok ateşim de yoktu. Hem 5 dakika içinde de 37'den 40'a çıkmaz ateşim diye düşünüyorum. Ha? Ne dersin?"

Yirmi DokuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin