Selamlar, selamlarr🩷
Bugün kitaba başlayalı 2 ay olmuşş
İki ayda ne güzel duygular tattım sizin sayenizde, hepinize teşekkür ederimm🩷
Varlığınızı hissetmek çok güzel. Umarım hep benimle olursunuzzz
Duygusal konuşma bu kadar. İyi okumalarr🩷Salonda oturmuş izleyebileceğim bir dizi arıyordum. Hiçbir şey ilgimi çekmiyordu. Yeni bir diziye başlamak kadar zor bir şey olamazdı. Onun yerine aynı diziyi 9876. kez tekrar izlemeyi tercih ettim ve 'Friends'i açtım.
Lisedeyken, onlar da 3 kişilik kız erkek grubu olduğu için ekstra bağ kurmuştum galiba. Hatta ara ara kızlarla kim kim olabilir diye de konuşuyorduk ama kendimizi pek de benzetememiştik.
Kafama esen bir sezonun kafama esen bir bölümünü açmıştım. Chandler'ın Monica'ya evlenme teklif ettiği bölümdü. Severdim bu bölümü. İzlemeye başladım. Bir süre sonra telefonuma gelen titremeyle dikkatimi televizyondan çektim.
'Annen baban uyudu mu?' 23.20
Gelen mesaj Aziz'dendi. Bir süre mesajla bakıştım. Bu nasıl bir soruydu?
'Genelde sadece 'uyudun mu?' diye sorulur.'
'Anne babamı ne yapacaksın?''Ben genellemelerin dışında bir erkeğim güzelim. Unutma bunu olur mu?'
'Anne baban uyuyor mu söyleyecek misin yoksa ben gelip kontrol mu edeyim?'Attığı mesajı anlamayarak tekrar tekrar okudum. Düşündüğüm şey olamazdı değil mi? O sırada bir mesaj daha geldi.
"Mesajı tekrar tekrar okumana gerek yok. Ne düşünüyorsan o.
Salonun camına çık da güzelimi göreyim.'Gelen mesajla fark etmeden ayaklandım. Telefonu elimden bırakamadan cama doğru ilerledim. Perdeyi açtığımda evin yanına park ettiği arabasına yaslanmış bir Aziz görmek bugün için düşündüğüm son şey bile değildi.
O sırıtarak bana bakarken ben ne yapacağımı bilmez bir halde camı açtım."Napıyorsun sen burda?" Hem sessiz olmam hem de sesimi Aziz'e duyurmam gerekiyordu. Fısıltı ile konuşmuştum ama yüksek sesliydi. Beni duyunca daha da gülmüştü.
"Sizin oralarda iyi geceler denmeden uyunmuyormuş. Bizde de iyi geceler derken iyi geceler öpücüğü verilir. Aç kapıyı da geleyim."Sesini kısık tutmamıştı gayet normal tonda konuşuyordu. Bu da benim daha çok panik olmama sebep oluyordu. İşaret parmağımı dudağıma götürüp sessiz olması için uyardığımda sanki her hareketim çok komikmiş gibi gülmeye devam etti.
"Ben mi gel dedim? Niye geliyorsun? Evine git hadi!" Sesim daha da kısıktı çünkü babamın uykusu hafifti. Dışarıda gecenin bir vakti sokakta sohbet ede ede yürüyen gençleri bile çoğu kez uykusundan uyanıp azarlamışlığı vardı.
Başını hafifçe yana yatırdı. Aklından muzır bir düşünce geçtiğini suratından anlayabiliyordum ama başını hafifçe aşağı yukarı sallayıp 'tamam' deyip şoför koltuğuna ilerledi.
Sözümü dinlediği için şaşkın olmakla birlikte bu kadar çabuk pes etmiş olması hoşuma gitmemişti. Direnmesi gerekiyordu.
Arabaya bindi. Bir süre arabanın hareket etmesini bekledim ama etmedi. Birkaç saniye sonraysa bir müzik sesi yükseldi.
'Eğer seni kırdıysam
darıl bana
Ama bir gün beni ararsan bak ruhuna'İlk sözlerden sonra Aziz arabadan çıkıp yavaş yavaş eski yerine geri döndü. Göz temasını asla kesmiyordu. Böyle bir şey yapmasını beklemediğim için şaşırmakla haline gülmek arası bir ifadede kalakalmıştım.
'Birden gecem tutarsa
Güneş'i çevir bana'Kollarını bana doğru kaldırdı. Yüzünde huzurlu bir gülüş vardı. Sarhoş taklidi yapıyor gibiydi. Bir sonraki sözlere o da eşlik etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yirmi Dokuz
RomanceYıllar önce yaptığınız 'çocukça' bir anlaşma hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir? ''Anlamıyorsun ki. Ben ne dedim az önce? Sanki o dört duvarın arasında da benimle mi olacaksın?'' ''Olurum.'' -'Ne?!' Aziz'in bu net ve hızlı cevabı karşısında...