Selamlar, selamlarr 🩷
Taze bölüme koşalım 🏃 Yıldızımızı, yorumumuzu, sevgimizi eksik etmeyelim😌
İyi okumalar
Karşımda hâlâ bir zaferin kazananı gibi duran Asu'ya gülümseyerek bakıyordum. Gülüşüm onu rahatsız ediyordu ama gözlerini de benden kaçırmamaya çalışıyordu. Asu'nun sözleriyle birlikte Şahin'in bakışları bana dönmüştü. Aziz ise kaçamak bakışlar atıyordu. Şu an tek merak ettiğim şey bu kadınla nasıl bir ilişkisinin olduğuydu. Ama karşımda Asu varken asla böyle bir şey sormazdım. Ben de bakışlarımı soru işaretleriyle bana bakan Şahin'e çevirdim."Ya oldu öyle bir şey. Ben evlenme teklifi aldım ama evlenmeye hak kazanan Asu oldu. Ama hakkını da yememek lazım çok emek verdi. Tırnaklarıyla kazıya kazıya taktı yüzüğü parmağına. Değil mi Asu?" dedim. Son cümleyle bakışlarımı ona çevirmiştim.
"Aşkta ve savaşta her şey mübahtır derler Birce. Benim rüzgarıma dayanabilecek kadar büyük bir aşkınız yokmuş demek ki."
"Hiçbir zaman böyle bir iddiam olmadı zaten. Ama belli ki ilk sarsıntıda yıkıldığınıza göre sizin de temeliniz pek sağlam değilmiş."
Attığı kahkahayla bir an odadaki herkesin bakışları bize döndü. Arkadaşlarımın da odanın bir köşesinden bize baktıklarını gördüm. Erdem Leyla'yı, Sarp da Meryem'i zor zapt ediyor gibi görünüyordu. Hepsinin tüm yaşananlardan haberi vardı. Ama tabi ki arkadaşlık kuralı olarak onlar benim yaşadığım şeye benden daha sinirlilerdi. Asu'nun varlığı benim umrumda değilken onlar kadının saçını başını yolacak gibi duruyorlardı.
"E tabi insan kocasının, eski sevgilisiyle olan sakladığı mesajları, fotoğrafları bulunca evlilik birliği temelden sarsılıyor. Öyleydi değil mi Aziz o tabir?" Bilerek Aziz'i bu konuşmanın içine çekmeye çalışıyordu. Benim düşündüğümden çok daha fazla şey bildiğine emindim.
"E insan yaşattığını yaşamadan ölmez Asu. İlahi adalet mi dersin, karma mı dersin bilmiyorum ama gerçek bu. Sen yine ucuz atlatmışsın. Teknik olarak aldatmış sayılır mı ki?. Belli ki eski sevgilisini özlemiş. Ya da kıyamamış anıları silmeye, olabilir. En azından karşına geçip parmağında senin yüzüğün takılıyken 'ben başkasıyla evleneceğim, baba oluyorum' dememiş. Her şeyin iyi tarafından bakmak lazım."
Sahte gülüşü suratında eriyip gidiyordu. "Kabullenemiyorsun değil mi sevilmediğini? Sevilsen aldatılmazdın. Bunu biliyorsun. Ben tercih edildim, sen değil. Bu kadar basit bir gerçek."
Bu sefer kahkaha sırası bendeydi. "Bir dakika benim kafam karıştı. Ben sevilmiyordum ve seninle aldatıldım. Sen sevilmiyordun ve benim fotoğraflarımla aldatıldın öyle mi? Burada hangimiz sevilip hangimiz sevilmiyoruz acaba ben tam çözemedim." Herhangi bir cevap vermedi. Saklamadığı mimikleriyle yüzüme bakmaya devam ediyordu. "Sen istediğini düşünebilirsin, ben sevildiğimi biliyorum. Ha ucube bir herif tarafından sevilmiş olabilirim o ayrı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yirmi Dokuz
RomanceYıllar önce yaptığınız 'çocukça' bir anlaşma hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir? ''Anlamıyorsun ki. Ben ne dedim az önce? Sanki o dört duvarın arasında da benimle mi olacaksın?'' ''Olurum.'' -'Ne?!' Aziz'in bu net ve hızlı cevabı karşısında...