36. Bölüm- Ev

652 106 189
                                    

Selamlar, selamlarr 🩷
Yılın ilk bölümü geldii
Tatlı bir bölüm olduğunu düşünüyorumm yorumlarla kendinizi belli ederseniz sizi severim ve de öperim 💋
İyi okumalarr🩷

Yüzük kutusunu elimden bırakamıyordum. Gerçekliğini sorguladığım birkaç saniyenin ardından yüzüğe dokunduğumda hayal görmediğime emin olmuştum.

Çok, çok güzeldi. Çok parlaktı.. Çok.. Büyüktü? Gerçekten büyüktü. Fazla büyüktü. Abartılı gibiydi. Pek benim tarzım değildi ama herkesin bayılacağı bir yüzüktü. Parmağımda nasıl dururdu ki?

Elimi kutunun yanına doğru uzattım. Yüzük parmağımdaymış gibi düşündüğümde çok da abartılı değildi aslında.

Ne olduğunu o an fark ettim. Yüzüğün kutusunu kapattım aniden. Önümdeki dolabın aynasından kendimle göz göze geldim.

Aziz bana evlenme mi teklif edecekti? Burada mı? Bu kadar çabuk mu? Yani aslında çabuk sayılır mıydı ki? 14 yaşında tanışmıştık sonuçta. Ama 19 olduğumuzda da birbirimizin hayatından çıkmıştık. 10 yıldır ayrıydık. 2 ay olmuştu daha Aziz tekrar hayatıma gireli. Birbirimizi ne kadar tanıyorduk ki? Hayır, hayır bu doğru bir soru değildi. Birbirimizi gayet de tanıyorduk. Beni hâlâ en iyi tanıyan insan Aziz'di. Buna emindim. Ben de onu tanıyordum. Onunla mutluydum da. Birlikte geçirdiğimiz her saniye ömrümün son 10 yılından daha değerliydi.

Ama yine de.. Yine de bir şeyler fazla mı hızlıydı?

Gerçi Aziz zaten İstanbul'a benimle evlenmeye gelmişti. Bana verdiği süre 12 aydı. Aynada kendimle göz göze geldiğimde gülmemi engelleyemedim. Salak çocuk.. Gerçekten de anlaşmayla çıkmıştı karşıma. Daha doğrusu önce anlaşmayı gönderip sonra karşıma çıkmıştı.

İşte, tanıyordu beni. Yıllar sonra karşıma böyle çıktığında sinirleneceğimi biliyordu. Nefret aşka en yakın duyguydu. Koşup boynuna atlamayacağımı bildiği için sinirden boynunu sıkmamı tercih etmişti.

Ama yine de?..

Merdivenden gelen ayak sesleriyle elim kolum birbirine dolaşmıştı. Aziz duştan çıkmıştı. Kesinlikle de yanıma gelecekti. Kutuyu kazağın içine sakladım ve kazağı katlayıp yerine koydum. Çekmeceyi kapatmadan önce kazağın ilk hali gibi durduğuna emin oldum ve çekmeceyi kapattım.

Hızla ayağa kalktığımda Aziz'in ayak seslerinin uzaklaştığını duydum. Yanıma gelmemişti. Neden gelmemişti? Az önce yaşanan şey yüzünden darılmış mıydı? Ama ben sadece onun iyi durumda olduğundan emin olmak istemiştim. Nefes alması gerekiyordu. Ben sadece onu düşünüyordum.

Bir süre daha Aziz'in sesini dinlemeye çalıştım ama mutfaktan gelen tıkırtılarla buraya gelmeyeceğini ve yemek yapmaya başladığını anlamıştım. Belki de benim banyoda olduğumu düşündüğü için yanıma gelmemişti. Kırıldığından değildi belki de. Hem muhtemelen ben şu an Aziz'in yanına gitsem hiçbir şey olmamış gibi davranacaktı. Hep yaptığı gibi bunun da üstünü kapatacaktı.

Derin bir nefes verdim. Ayırdığım kıyafetleri alıp banyoya geçtim. Gerçekten de Aziz'in dediği gibi ihtiyacım olacak her şey vardı. İhtiyacım olmayan, hayatımda hiç kullanmadığım şeyler de vardı.

Büyükçe bir banyonun bir tarafında küvet bir tarafında duşakabin vardı. Kıyafetlerimi çıkarıp duşa girdiğimde sıcak suyun altında erimemek için kendimi zor tuttum. Gerçekten de yorulmuştum. Bir süre sadece sıcak suyun tadını çıkardım. Sonra da raflardaki ürünleri incelemeye başladım.

Şampuan, saç kremi, duş jeli, sabun, yüz temizleme yağı, yüz temizleme jeli, banyo topları, kokular, ne için olduğunu anlayamadığım asitler...

Yirmi DokuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin