15. Bölüm- Aile

532 90 269
                                    

Selamlar, selamlarr
Bugün de bölümü vaktinde yetiştirmiş olmanın gururuylayım🩷
O yüzdenn yorumlarda buluşalım öptüm bay 🩷
İyi okumalarr

Aziz'le evden çıkıp kısa bir süre asansörün gelmesini bekledik. O sırda bile beni yere bırakmamıştı. Asansör geldiğinde bindik. Beni asansörün köşesine biblo gibi yerleştirdi. Düğmeye bastıktan sonra iyi durumda olup olmadığımı kontrol etti. Tam bir şey söyleyecekti ki açılan asansör kapısıyla gözlerimiz gelen kişiye döndü.

Tesadüfler fazla olmaya başlıyordu. Dünkü çakırkeyif sarışın afet, sabah sabah çekmişti taytını spora kalkmıştı belli ki. İşin kötü tarafı makyajsız da güzeldi. "Günaydın Aziz Bey." dedi asansöre binerken. "Günaydın." diye karşılık verdi Aziz de.

Gözleri bana döndü yavaşça. Şu an yüzüne bakmıyordum ama aynadan hareketlerini görebiliyordum. O 'Jale'nin Aziz'i süzüşünü de görebiliyordum.

"Senin ayağın öyle rahat etmedi değil mi?" diye sordu Aziz. Ne demek istediğin anlamamıştım. Önce arkama geçti sonra belimden tutup beni yanına, asansörün ortasına koydu. Sağ elimi belime dolamışken o da sol eliyle benim belimi tutuyordu. Sol ayağını biraz daha önüme getirdi. "Ayağını ayağımın üstüne koy bitanem." dedi burkulmuş ayağımı başıyla işaret ederek.

Gerçekten çabuk öğreniyordu. Söylediğim sözler etkisini gösteriyordu. Önce çaktırmadan beni kadınla arasına almış, sonra kurduğu temasla mesaj vermiş son kelimesiyle de ölüm vuruşu yapmıştı. Tabi bunların hiçbiri dün arkadaşım dediği gerçeğini değiştirmiyordu. Şimdi Jale'nin karşısında birbirlerine fazla 'yakın' iki arkadaştık. Bu da hoş değildi ama en azından artık Aziz'e sevişme talebinde bulunmaz diye düşünüyordum.

Karşımdaki aynadan kadının gülerek bize baktığını gördüm. Suratında alay falan yoktu. Gerçekten tatlı bir gülüş vardı. Ona baktığımı görünce aynadaki gözlerini direkt gözlerime çevirdi. Bizim anlamsız bakışmamızı fark eden Aziz de başını ayağımdan kaldırmıştı. "Friends with benefits ha. Güzeldir. Dün yanınızdaki böyle bir güzelliğe sadece arkadaşım dediğiniz için salak olduğunuzu düşünmüştüm Aziz Bey. Tebrik ederim başarılı bir seçim olmuş. Sizi de tebrik ederim." dedi ve giriş katta duran asansörden gülerek indi.

İkimiz de olduğumuz yerde kalakalmıştık. Öyle ki birbirimize bile bakamamıştık henüz. Ben Hale'nin cümlelerini düşünürken Aziz kıkırdamaya başlamıştı bile. "Ne gülüyorsun be?" dedim. Sinirimi bozmuştu. O sırada asansörün kapısı açıldı ve garaja geldik.  Aziz zaman kaybetmeden beni kucağına aldı ve asansörden çıktı.

"Demek ki aramızdaki elektrik herkes tarafından görülüyormuş. Ben de acaba sadece ben mi görüyorum da Birce göremiyor diye düşünüyordum. Hale Hanım bile gördüğüne göre sorun sende galiba biriciğim."

"Aramızdaki elektrik sevişen arkadaşlar gibi mi Aziz?" diye sordum. Tuzak bir soruydu. "Hayır, aramızdaki elektrik o kadar fazla ki her gören kesinlikle seviştiğimizi düşünür ama Hale Hanım'a arkadaş olduğumuzu söylediğim için, ki bunu senin yüzünden söyledim, bizi 'sevişen arkadaşlar' sanması çok normal."

Tuzağa düşmemişti. Şu diliyle her şeyden kurtulabilirdi gerçekten. "Sen katılmıyorsun galiba? Neyse olsun. Seni ona da inandırırım merak etme." dedi ve gülerek arabaya doğru ilerledi. Bilerek cevap vermiyordum. Beni alt ettikçe özgüveni artıyordu. O yüzden sessiz kaldım. Arabaya bindiğimizde zaman kaybetmeden arabayı çalıştırdı ve garajdan çıktık.

Aralık 2012

Aziz'in serumu bitmişti. Birce'nin babası Ümit Hoca'yı arayıp hastanenin girişinde olduğunu haber verince hepsi toparlanıp hastaneden çıktı. Babasını arabanın yanında beklerken görünce hızla yanına koştu Birce. Sarılıp yanağına bir öpücük kondurdu. Babası da kızının saçlarına bir öpücük bıraktı ve arabaya doğru gelen Ümit Hoca ile Aziz'i gördü. Onlara doğru ilerledi. Ümit Hoca ile tokalaştılar.

Yirmi DokuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin