30. Bölüm- Sevgili

725 123 116
                                    


Selamlar, selamlarr🩷
Saat geç oldu ekstra giriş yapmıyorum
Yıldızımı isterim yorumlara beklerim hepinizi çok öperim💋
İyi okumalarr🩷

Aşk, şehvet, ihtiras, tutku... Şu an hissettiğim duyguya hepsini tek geçerim.

Huzur... Beni içine alan, dört bir yanımı saran huzur. Huzur, Aziz'in kolları mı, boynu mu, boynundan yayılan tarçınlı kurabiye kokusu mu, bana güven veren sırtı mı, belimde dolaşan elleri mi, boynumda hissettiğim dudakları mı?

Tek geçerim demiştim ama pek de tek geçemezmişim. İçinde yüzdüğüm huzura rağmen dışarı taşan farklı duygularımı fark etmem çok uzun bir zamanımı almadı. Sarılmak yetmiyordu. En azından üzerinde kıyafetleri varken sarılmak yetmiyordu. Daha fazlasını istiyordum. Hiçbir zaman kendimi bu kadar doyumsuz hissetmemiştim ama Aziz bana her dokunduğunda biraz daha fazlasını istiyordum.

Özellikle şu an aramızdaki sırdan kurtulduktan sonra kendimi daha rahat hissediyordum. Evet, duyduklarım hoşuma gitmemişti. Her ne kadar Aziz'in verdiği kararı anlayabiliyor olsam bile kendi yaşadıklarımı hak etmediğimi biliyordum. Tabi beni kendi yaşadıklarımdan ziyade Aziz'in hastalığıyla mücadele ederken yaşadığı şeyler daha çok düşündürüyordu. İlaç tedavisi ne kadar sürmüştü, ne zaman ameliyat olmuştu, şu an her şey yolunda mıydı, tüm bunlar olurken yanında kim vardı, anne ve babasıyla ilişkisi şu an nasıldı? Bir sürü soru beynimde dolaşmasına rağmen canımı en çok acıtan o zor günler yaşarken benim hayatıma devam etmiş olmamdı.

Aziz de tam da bunun için, ben hayatıma devam edebileyim diye, bana söylememişti ama bunu kabullenmek benim için zordu. Belki de her şey tam da onun düşündüğü gibi gerçekleşirdi. Ben çıldırırdım ve kayışı kopartırdım. Ama şu an başkaydı. Ben belki hala bu konularda çok rahat bir insan değildim ama eski ben de değildim. Bunu Aziz'e göstermenin tek yolu ise kanıtlamaktı. Çünkü ben ona bunu kanıtlamadığım sürece o belli ki gelecekte de benden bir şeyler saklamaya devam edecekti.

Kafamda sorular dönüp dolanmasına rağmen Aziz'in kollarının arasında olunca o soruların hiçbiri bana zarar veremiyordu. Öyle ki iyice mayıştım. Ayakta olmama rağmen pek ayaklarımın üstünde durduğum söylenemezdi. Aziz tüm yükümü kollarına almıştı. Mayıştığımı o da fark etmiş olacak ki belimden tutup ayaklarımı iyice yerden keserek beni yukarı kaldırdı. Ben de fırsat bu fırsat diyerek bacaklarımdaki son gücü Aziz'in gövdesine sarılmak için kullandım.

Şu ana kadar anlamamıştım ama gerçekten yorulmuştum. Fiziksel olarak da duygusal olarak da yoğun bir hafta sonuydu. Dinlenmeyi fazlasıyla hak etmiştim. Aziz'in kucağında dinlenmek ise ödülüm olmalıydı.

Bacaklarımı beline doladığımda memnun gülüşünü duydum. Bir eliyle kalçamdan bir eliyle bacağımdan destekledi beni. Boynumu öpmeye devam ederek tekrar kanepeye doğru ilerledi. Kendini kanepeye bıraktığında pozisyonumuz sebebiyle az önce huzuru tek geçerim dediğim duyguların hepsi vücudumun her bir noktasında can buldu.

Kalçamı kendine doğru çekti ve öpüşlerine devam etti. Boynum ve yanaklarım öpücüklerle dolarken eli giydiğim tişörtün içine doğru kaymaya başladı. Parmaklarını tenimde hissetmem alt bedenimin anlık olarak hareketlenmesine neden olmuştu. O hareket ise Aziz'de derinden gelen bir mırıltıya sebep oldu. Mırıltının nedenini tam olarak hissedebiliyordum.

Parmakları sırtımda dolaşırken birkaç kez sütyen kopçamın üstünde gitti geldi. Sanki ona dokunup dokunmamak arasında kalmış gibiydi. Ben ne yapacağını beklerken dudaklarını boynumdan çekti. Çenemi tutarak ona yer açmış başımı kendine doğru çekti ve öpücüklerini bu sefer dudaklarıma yöneltti. Tek elinin kopçaya uzandığını hissettim. Orada birkaç saniye oyalanması dudağımın bir kenarının havalanmasına sebep oldu ama Aziz'in gülüşümü hissetmesini istemediğim için dikkat dağıtarak hafifçe dudağını ısırdım. O da bundan memnun olmuş gibi iki elini de sırtıma yerleştirerek gövdelerimizi de birbirine yapıştırdı.

Yirmi DokuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin