Biraz geç oldu ama yine sorun çıktı ben de yetiştirdiğim kadarını yayınlıyorum. İkinci üçüncü okumasına zaman kalmadı ama editini yapacağım iyi okumalar :D
Jerrett Morano"Neredesin?" Sesim hırlama gibi çıkmıştı ama ya böyle çıkacaktı ya da bütün restoran duyacaktı. Beni delirtmek mi istiyordu?
"White'la yemek yiyorum." Şaşırmamıştım. Ancak şaşırabilmeyi tercih ederdim. Onunla ne yapacaktım?
"Kelly ne konuşmuştuk?" Nefes alıp verdi ardından tıkırtılara bakılırsa yerinden kalkıyordu. Bir dakika sonra konuştu.
"Serbest bir ilişkimiz olduğunu."
"White buna dâhil değil. Git ve Abercrombie mankeniyle seviş ama White... White olmaz. Kendine bunu yapmana izin vermiyorum." White seksen yaşındaydı. Her an ölebilirdi. Yine neden bunu yapıyordu? İnsanlarla baş etmeye alışıktım. Ama Kelly, fazla zorlaştırıyordu işleri...
"Sen Annie'yle oluyorsun ama." diye homurdandı. Konu bu muydu? Ona gıcık olduğu için mi yapıyordu? Onca konuştuğumuz şeyden sonra...
"Onunla olduğum yok Kelly ama olsam bile aynı şey değil. White'ın hala bastonsuz yürüyebileceğinden bile emin değilim. Sorun ne? Bunu hallettiğimizi sanıyordum." İç çekti.
"Korkuyorum. Sonunda beni bırakıp ona gideceğini biliyorum. Hep biliyordum zaten." Aniden ayaklanan hislerimi gözlerimi yumarak uzaklaştırmaya çalıştım. Bedenimdeki tüm kaslar kasılmış harekete geçmek istiyorlardı.
"Böyle bir şey olmayacak." Diye tısladım. Sesim dilimdeki tat gibi zehirdi. Göğsümü yakan tanıdık acıyla dişlerimi sıktım. Bir sonraki sorunun daha sormadan ne olacağına emindim. Cevabı düşünmekten hoşlandığım bir şey değildi.
"Öyle mi neden?"
"Çünkü beni sevmiyor. Annem seneler boyu kendisini sevmeyen bir adama aşık olarak geçirdi. Onu bir şekilde elde etmeyi başarsam bile kendime aşık edemem ve böyle bir ilişkinin yürüyemeyeceğini de biliyorum." Sözler ağzımdan kaçarken her zaman olduğu gibi kendimi tutamadığımı fark ettim. Zayıflıyordum. Bu...
Bu şey beni eksiltiyordu. İçimden bir şeyleri alıp götürüyordu.
"Peki bizim evliliğimiz nasıl yürüyecek?" Güldü. Gülüşü sert ve keyiften yoksundu.
"Çocuk istemiyorum. Sen istediğindeyse donörle işini halledebilirsin. Birbirimizi seviyoruz ama aşık değiliz. Sen en yakın arkadaşım gibisin ve seni rahat ettirecek konuma getirecek ömür boyu süren bir pijama partisi gibi." Dedim ses tellerim delik deşik olmuş gibi hırıltılı bir sesle. Damarlarımı kaplayan ağzı savaşamadığım tek şeydi.
"Tuhafsın Morano."
"Senden fazla değil Rostand." Telefonu kulağımdan çeker çekmez melodik bir ses duydum.
"Kelly'yle mi konuşuyorsun?" Arkamı dönerken istemsizce bir gülüm canımı yakarak dudaklarımı kıvırmıştı. Saf mutluluk.
Saf bağımlılık.
Saf bir zehir.
Onun zehri canımı yakan ama o acıya bağımlı yapan bir lanetti.
"Evet." Yüzü buruşur gibi oldu. Minik çillerin öptüğü burnu kırışmıştı. Kırışıklıkları düzeltmek için tuhaf bir istek duyuyordum.
Yıllardır olduğu gibi."Güzel." Dedi ama sesi sıkılmış gibiydi. Benden sıkılıyordu biliyordum. Beni istemiyordu. Ama onu bırakacak gücü bulamıyordum kendimde.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçak
AdventureKaçtığımı sanırken, aslında her adımım beni ona daha çok yaklaştırmıştı... Ve her bir adımı, yasak bir zevkle atmıştım...