Yeni Yalanlar

27.8K 1K 33
                                        

Ayağımı kıvırıp, parmak uçumu yere vurdum ve çıkan tok sesi dinledim. Aradan geçen iki koca aydan sonra ayaklarımın puantların içinde sıkışması tuhaf hissettiriyordu.

Kocaman aynaların önündeki ahşap doğru barlara yürüdüm. Tahta sopayı, heyecanla kavrayıp parmaklarımın ucuna yükseldim. Baldırlarımdaki tüm kaslar zevk ve acının karışımıyla yanıyordu. Ah, çok tanıdıktı, neredeyse ev gibi.

Heyecandan titriyordum. Adrenalin vücudumu enkaz alanına çevirmişti. Bazıları sanatı onları şimdiki dünyadan ayırdığını bugünü unutturduğunu söylerdi. Benim içinse tam tersiydi, bale yaparken aklımdaki her düşünce saklandığı yerden çıkıp üzerime çullanır, dansıma karışırdı.

Son zamanlarda olanların anısı gözlerimi kör etmişti. Uyuşturucu satmıştım. Tanrım!

Suçu genlerime atmayı denedim ama başarısız oldum. Daha da kötüsü o adamdan etkilenmiştim. Bir keşten.

Evet, kesinlikle genlerim işi devralmıştı. 17 yıl sonra sonunda anneme benzemeye başlamıştım. Yanlış erkeklerden etkilenmek ve uyuşturucu satmak gibi genleri bana sağladığı için anneme bir teşekkür kartı atabilirdim. Cehennemin adresi bilseydim tabii...

Titreyen ellerimi ahşap kolona daha sıkı sardım. Ağlamayacaktım. Henüz ağlamaya, kendimi bırakmaya iznim yoktu. Bu işi almak zorundaydım.

Derin bir nefes aldım. Ahşabın sıcak kokusu ve cilanın ekşi kokusunun eşsiz harmanı burnumu dolunca bedenimdeki tüm kaslar beklentiyle titredi. Bu balenin kokusuydu.

Sadie neredeyse gelirdi. İçimi aniden bir telaş kapladı. Endişe midemi yakıyordu. Sky’da bale yapıyordum sonunda eğitim sertifikamı almıştım. Hayalim asla öğretmenlik değildi ancak şu an hayallerimi gerçekleştirmekten çok hayatta kalmaya ihtiyacım vardı.

Eğer kabul edilemezsem en başa dönmüş olacaktım. Kendimi sakinleştirmek için derin bir nefes alıp-verirken, içeriden ayak sesleri gelmeye başlamıştı.

"Eğer onların yanında olmazsam nasıl iyi bir anne olurum?" diye yakılandı bir ses. Bir fahişe değilsen, uyuşturucu bağımlısı ya da satıcısı değilsen -diye düşündüm - iyi bir annesindir. Yani annemin ve büyük ihtimalle benim olduğum hiç bir şey değilsen.

Size 'kulak misafiri' olma huyumdan bahsetmiş miydim? Evet, kötü alışkanlıklarım için uzun bir listem vardı fakat bu huyum için dürüst olmak gerekirse annemi suçlayamazdım. Şey onun gözünün içine bakıp, bağıra bağıra konuşsanız bile, sizi dinleyeceğinin garantisini veremezdiniz.

"Annie, hazır mısın?" diye sordu nefes nefese kapıdan içeri koşan Sadie. Telefonu kapatmıştı. Derin bir nefes alarak arkamı döndüm. Cesaret, cesaret, cesaret...

"Evet."

"İyi o halde müziği oradan seçebilirsin." Dedi parmağıyla köşedeki masanın üzerinde duran, dizüstü bilgisayarı göstererek.

Gerginliğin uzun tırnaklarının sertçe mideme battığını hissederken köşeye yürüdüm. Don kişot'un ilk perdesinde Kitri'nin solosunu seçtim. Hızlı bir parçaydı ve zordu ama uzun süredir üzerinde çalışıyordum. Eğer doğru yaparsam, onu kabul edilecek kadar etkilemiş olurdum ve doğru yapamazsam da...

KaçakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin