02.06.01 23.36 Annie'nin günlüğünden. 412. sayfa.
Diş bileklerimdeki nispeten iyileşmiş çizgilere baktı ve gülerken "Küçüğüm hayat zaten çok kısa." Dedi. Bu sözlerle bileğimdeki yara izini kapatabilirmişim. Bence yazılara ihtiyacım yok bunu zaten biliyorum. Ama yeterince çok kısa mı?
"Kim öldü?" Jett'in sakin sesini zar zor duyabilmiştim. Kulağımda atan nabzım daha baskındı. Derin bir nefes aldım. Belki de hiç tanımadığım biriydi...
Adam birkaç kez yutkunduktan sonra sonunda onu omuzlarından tutan abisiyle göz göze geldi ve kesik kesik fısıldadı. "Hugh..."
Aman tanrım.
Bir an nefesim kesilmişti. İnsanın çok fazla tekrarlandıktan sonra bir şeyi alışması gerekirdi ancak bu...
Ölüm, kuralların dışındaydı.
"Annie? İyi misin?" Gri gözleri gözlerime odaklandığında kendime bu sefer izin verdim. Sıcaklığına ve güvenine ihtiyacım vardı.
"Evet... Evet, iyiyim." Diye fısıldadım sesimi bulamayarak. Sırtımı dikleştirip derin bir nefes daha aldım.
Hugh... Ölmüştü.
"İyi." Sesi kontrollüydü ardından kardeşine dönüp sakince sordu. "Neredeler?
Adam duraklayarak cevap verdikten sonra her şey bulanıktı. Hızla içeri gittiğimizde öylece kalakalmıştım.
Evet, birçok kez ölüme tanık olmuştum ama hiçbiri böyle değildi. Yerde yatan soğuk beden, ona sarılan kana batmış kadın, uzakta boş gözlerle donakalmış kızıl saçlı adam ve kalabalık, kalabalık, kalabalık...
Ne kadar orada hareketsizce durduğumu bilmiyordum. Ama artık yanıma gelip iyi olup olmadığımı sormamaya başlamışlardı. Anılar boşalmış kafatasımın içinde uçarken git gide nefes alamamaya başlamıştım. Polisler içeri girdiğindeyse görünmez bir elin boğazımı kavradığını hissettim.
Her şey çok fazlaydı. Kaldırabileceğimden çok fazla. Annette cansız bedenin üzerinde kıvranırken arkamı döndüm ve ciğerlerimdeki havayı tüketene kadar koştum.
Bu bana anıları yenmişim gibi hissettiriyordu. Onlar yüzünden değil kendim yüzünden nefessiz kalıyordum.
Yangın merdivenine ulaştığımda anılar görüşümü perde gibi kapatmıştı. Ren, Summer, Bree, uçak, bıçak, kan...
Kan...
Çok fazla kan vardı.
Her yerde...
Ellerimden kayan soğuk demirin sakinleştirici bir etkisi bu sefer işe yaramıyordu. Basamaklar altımda tükendiğinde kalorifer dairesi, yazan kapıdan içeri girdim. Üniformalı adamın adımı söylediğini duymuştum. Beni tekrar gördüğüne şaşırmıştı ama neyim olduğunu sormadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/11811635-288-k683121.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçak
AdventureKaçtığımı sanırken, aslında her adımım beni ona daha çok yaklaştırmıştı... Ve her bir adımı, yasak bir zevkle atmıştım...